Parayı Bulduğum An Alayını...

22:07 ebru altin 12 Comments

İtiraf edeyim o kadar kitap okuyorum. Böylesini ilk defa gördüm. Kitabı jelatininden çıkartıp, büyük bir heyecanla ilk sayfasını açtığımda şok şok şok… Ters baskı, rezalet! Hemen ters çevirdim tabii... :)

Bu seferde şöyle bir notla karşılaştım. "Bu kitap, okumayı kolaylaştıran ve cümleleri canlandıran 3B adını verdiğimiz yeni bir teknikle hazırlandı. Okurken diyaloglarda karşılaşacağınız koyu siyah yazılar baskın, gri yazılar ise fısıltı yada düşük sesleri ifade eder. Bunun yanı sıra harf araları açık olan kelimeler yavaş, harf araları sıkışık olanlar ise hızlı konuşmaları ifade eder. Zaman zaman koyudan açığa, zaman zaman da açıktan koyuya doğru kademeli olarak giden kelime yada cümlelerle de karşılabilirsiniz. Bunlar konuşmanın seyrine, sesin duyulmasına yada duyurulmasına göre hesaplanmış 3B uygulamalarıdır."

Dediğim gibi hemen hemen tüm yayınevlerinden çıkan kitapları elimden geldiğince takip etmeye çalışırım. Böylesine daha önce gerçekten hiç rastlamadım. Hoşuma gitti mi? Yada beni etkiledi mi? Açıkçası değişik gelmekle birlikte etkilediğini söyleyemeyeceğim. Çünkü beni ilgilendiren kısmı hikayenin kurgusu ve anlatımıydı.

Diğer detaylar açıkçası beni o kadar da alakadar etmiyordu yani. Bu benim şahsi düşüncemdir ama bu uygulamanın birçok kişinin beğenisine hitap edeceğinden de eminim.

Romanımızın kahramanı Valmir isminde, 29 yaşında bir genç… Bir sabah uyandığında bedeninin tepeden tırnağa masmavi olduğunu fark eden Valmir, neye uğradığını şaşırır ve bundan kurtulmak için derhal harekete geçer. Hastaneye gitmek aklına gelen ilk çözümdür ancak doktor tıbben yapılabilecek hiçbir şeyin olmadığını, saçlarını siyaha boyamasının, durumu biraz da olsa hafifleteceğini söyleyince çaresiz bir şekilde berbere gitmek durumunda kalır. Valmir'in hayatı burada rastladığı adamdan aldığı ilginç teklifle biranda değişir.

Bu değişim olumlu anlamda mı yoksa olumsuz anlamda mı olur, bakın işte bu konuda bir şey söylemek istemiyorum. Okuyup, bizzat kendiniz görün :)

Bu arada kitap dışarıdan bakıldığında bir roman gibi gözükse de bende bir düşünce kitabı çağrışımı yaptı doğrusu. Kitap, felsefi açıdan insanlara ön yargıyla yaklaşmanın sonuçlarını farklı bir şekilde gözler önüne sererken, paranın gücünü de çok net bir şekilde okuyucuya gösteriyor.

Kitapta özellikle iki paragrafda yer alan satırlar inanılmaz ilgimi çekti. Bunlardan bir tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakın yazar ne demiş o satırlarda…

“İlk yaratıldığımız gün gibi koruyamadık kendimizi. Buzulu kurtaralım, havayı temizleyelim, suyu bitirmeyelim derken kendimizi kaybettik, ruhumuzu kirlettik ve insanlığımızı tükettik. Oysa insan sadece kendini korumayı başarsaydı olacaktı ve diğerlerine gerek kalmayacaktı ve de her gününü 181.kattaki gibi yaşayacaktı. Burayı sakın unutma Mavi Adam…”

O 181. kat nasıl bir yer mi? Bunu öğrenmesi de size kalmış. 181. Katın tadını doyasıya çıkartmanız dileğiyle… :))

PARAYI BULDUĞUM AN ALAYINI
Yazan: Erdal Demirkıran

You Might Also Like

12 yorum :

  1. çok istiyorum bu kitabı okumak

    YanıtlaSil
  2. Merhaba :)
    İsmini yazmadığın için adınla hitap edemediğim için üzgünüm. Mutlaka oku bence de. Zira be keyif alarak okuyacağına adım gibi eminim... :)

    YanıtlaSil
  3. sevgili brai... bu kitap benim olmalı :))) şayet olmazsa, ne yapayım şansımı denemeye devam edeceğim artık :)))

    YanıtlaSil
  4. aslında çok haklı insan kalabilmek aslolan. insanlığını yitirmiş güçler ve dengeler yüzünden sebep olacak dünya sonu. merak ettim kitabı doğrusu.

    YanıtlaSil
  5. enterasan bir yazı tekniği bende duymamıştım daha önce ama kulağıma hoş geldi:) yazarın satırları ne kadar da doğru ama,181.kattan emin değilim sadece:) bilmediğimden dolayı diyorum tabikine :)
    öpüyorum güzel paylaşım içinde teşekkürlerimi dile getirmek isterim...

    YanıtlaSil
  6. Gördü Bihter: Kardan timsah yapmada yardımcı olursan bir ihtimal düşünebilirim :D Şaka şaka :))

    tarih84: canım ben kurgusuna hayran kaldım. Hemen hemen hiçbir bağlantısında absürtlük, tezatlık yoktu. Keyif alarak okuyacağını düşünüyorum.

    Pasta Köşesi: Canım aynen katılıyorum sana. Aslında bu uygulama kanımca çocuk kitaplarında daha etkili olurdu gibime geliyor. Çünkü çoğu ebebeyn'in dümdüz bir şekilde masalları okuduğunu düşünecek olursak, güzel bir uygulama olabilirdi gibime geliyor. yazarın satırlarındaki doğruluk da su götürmez bir gerçek. Hele sonlara doğru bir bölüm var ki, onu bilerek yazmadım. Asıl orası daha etkili. Çok öptüm seniii :))

    YanıtlaSil
  7. Yazarı az cok tanıyorum ama henüz kitabını okuma sansım olmadı.Bildiğim kadarıyla diğer kitaplarda da senin alıntı yaptığın satırlardaki ana fikir hakim. Önce kendini düşün bana biraz bencilliği çağrıştırdi.Herkes kendini düşündüğü için kirlenmedi mi hava,tüketmedik mi doğayı suyu.kimse gelecek nesilleri düşünmüyor.Bir çin ya da japon emn değilim atasözü vardi biz bu dünyayı atalarımızdan miraz almadık torunlarımızdan ödünç aldık diye. Bence insan elindekileri emanet olarak görürse ne toplum ne doğa bozulur..Nacizane fikrim.
    Ama kitap nasıldır 181. katda neler vardır bilemem tabiki:)

    YanıtlaSil
  8. okumak istediğim kitaplardandı, teşekkürler yorum için...

    YanıtlaSil
  9. Erdal Demirkıranı lise2de gittiğim dershanede tanıdım. gönüş borcu olan dershane sahibinin hatırına bize bir kaç sefer kişisel eğitim dersleri verdi.Bu arada Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım kitabı yeni çıkmıştı.Adam dediğin benim gibi olur, Sadece başbakan okusun gibi çok iddialı kitap isimleri olmasıyla beraber insana kendi güvenini kazandırmaya ve neler yapabileceğini göstermeye dayalıdır tüm yazıları. Onun sayesinde lise ve üiverste hayatımı daha az uyuyarak geçirdim. Öğetiği dşünce gücü ve kendine güven paha biçilemez bir hediyeydi hepimiz için. Kişisel gelişim kitapları okumayı sevenler için iyi bir seçenek ama bunu edebiyat aramadan yapmanızı tavsiye ederim.Lakin öbür türlü beğenmeyebilirsiniz

    YanıtlaSil
  10. Bluestyle: Ben şimdiye kadar yazarın iki kitabını okudum. Okunmayı bekleyen 2 adet kitabı daha var elimde... Onları da okudukça yazacağım. Ama okuduklarımdan yola çıkarsak eğer evet kitaplarının birçoğunda alıntı içerisindekilere yakın sözler hakim diyebiliriz. Aslına bakarsan bu durum bana bencillik gibi gelmiyor. Başımıza ne geliyorsa hep başkalarını düşündüğümüzden dolayı gelmiyor mu zaten? Enerjimizi düşürdüğümüzde karşımızdaki insanlarada, çevremizede, hayatımıza da engel oluyoruz ister istemeden. Ama tabii ki bu konuda herkesin doğrusu kendi bildiği yöndedir elbette. Bu arada 181. katta keyif dolu anlar geçireceğinden emin olabilirsin canım :)

    Kitap eylemcisi: Umarım beğenerek okuyacağın bir kitap olur canım...

    Ayşen Ilgın: Çok şanslıymışsın doğrusu :) Kitap sözleri evet dediğin gibi oldukça iddialı. Zaten okuru yazara iten önemli detayda bu bana göre. Bu sektörün içerisinde olduğum için başlıkların insan psikolojisindeki etkisini ve yaptırım gücünü çok iyi biliyorum. Yazarda bunu çok iyi biliyor olsa gerek başarılı bir şekilde kitaplarında kullanıyor. Yaklaşık son 3 senelik periyodda kişisel gelişim, kuantum, şamanizm vb. kitaplar okuduğum için ben yazarın kitaplarını yadırgamadım doğrusu. Bunu hikayeye dökme hali de son derece ustaca. Zira kurgularını ustalıkla yapıyor.

    YanıtlaSil
  11. itabım bittiğinde umarım okumak için zamanınız olur da, iddialı bir kitp adı koyabiliriz;)

    YanıtlaSil
  12. Ayşencim ne güzel bir haber bu, çok sevindim. Sabırsızlıkla bekliyorum :)

    YanıtlaSil