Kıyamet Günü...

21:35 ebru altin 3 Comments

Kıyamet Günü sözü kulağa ne kadar da ürkütücü geliyor değil mi? Ölümün soğuk nefesini ensenizde hissedip, elinizden hiçbir şeyin gelmediği ve sadece korku dolu gözlerle başınıza nasıl bir felaketin geleceğini düşünüyor olmak bile insanın tüylerini adeta diken diken etmeye yetiyor.
Bu sözleri bana söyleten The Orphanage'nin yönetmen koltuğuna oturan J.A Bayona'nın son filmi Kıyamet Günü / The Impossible oldu aslında...

1999 senesinde Marmara depremini bizzat yaşayıp, korku duygusunun gözlerdeki yansımasını gören birisi olarak filmi hem korku hem de büyük bir duygu yoğunluğu içerisinde izlediğimi söylememe gerek yoktur sanırım.

Gerçek bir hikayeye dayanan film, binlerde yabancı insanın arasında, zamanımızın en büyük doğal felaketlerinden birinin ortasında kalan bir ailenin unutulmayacak bir hikayesini anlatıyor.
Hatırlarsanız 26 Aralık 2004'te dünyanın en büyük tsunamisi, Güneydoğu Asya kıyısını vurmuş ve yaklaşık 300.000 insanın ölümüne sebep olmuştu. İşte tam da o felaketin ortasında kalıp, mucizeyi gerçekleştiren Maria Belon'un hikayesinden yola çıkarak senaryolaştırılan film, tek kelimeyle insanı inanılmaz bir duygu seline sürüklüyor.

Kış tatillerini tropikal bir cennette geçirmek isteyen Maria ve Henry, çocuklarını da yanlarına alarak Tayland'a giderler. 26 Aralık sabahı, tam da Noel kutlamalarının ertesi günü, ailece havuz başında dinlenirlerken, dünyanın merkezinden gelen korkunç bir gürültüyle irkilirler. Maria korkudan donakalmışken, otelin duvarları ardından kara bir su üzerlerine doğru yükselmektedir. Sonrası malum...
Geçmişe doğru küçük bir yolculuk yapmamı sağlayan Kıyamet Günü'nde Naomi Watts ve Ewan McGregor'un performansları gayet yerindeyken benim gözde oyuncum ise filmde, evin en büyük çocuğunu canlandıran 13 - 14 yaşlarındaki Thomas'tı doğrusu. Küçük oyuncu rolünün hakkını o kadar güzel bir şekilde veriyor ki, hayran olmamak elde değil...

Gerçek bir hikayeden yola çıkarak beyazperde'de hayat bulan Kıyamet Günü'nü vaktiniz olursa izleyin derim.  

3 yorum :

Şeker Portakalı'nın Sahibi Olmak İsteyenler El Kaldırsın :)

22:43 ebru altin 16 Comments

Günümüzde Jose Mauro de Vasconcelos'un Şeker Portakalı'nı okumayan var mıdır acaba? Cevap derinden de olsa yok gibime geliyor doğrusu.

Düşünüyorum da benim ilk okuduğum, okurken Zeze'nin peşine sürüklenip gittiğim ve kitabı bitirdiğimde yüzümde kocaman bir tebessümün yerleştiği bir kitap olmuştu Şeker Portakalı...

Yıllar geçmiş olmasına rağmen tadı hala dün gibi damağımda... Zeze'nin Edmundo dayıdan öğrendiği anıları ise dimağımın bir köşesinde ve taptaze bir şekilde duruyor. Hemen her çocuğun okuması gereken bu kitabı MEB neden yasaklamaya kalktı hiç anlayabilmiş değilim doğrusu.

Onlar varsın yasaklasınlar. Ben yasakçı zihniyete inat Şeker Portakalı'nı şanslı bir kişiye hediye edeceğim. Evet beyler, bayanlar parmakları görelim lütfennn :))

Yarışmaya katılım şartları son derece kolay... Yapmanız gereken tek şey sadece izleme butonuna tıklayıp izleyicim olmanız ve kendi sayfalarınızda duyurmanız. Hepsi bu kadar...

Yarışmaya son katılım tarihini merak edenler içinde hemen söyleyeyim :))) 31 Ocak Perşembe gününe kadar yarışmaya katılabileceksiniz, hepinize şimdiden bol şansss :)))





16 yorum :

İyi edebiyat, beyin açıyor...

17:26 ebru altin 4 Comments

Hürriyet Gazetesi'nde az önce okuduğum bir haber, eminim ki birçok kitap kurdunun ilgisini çekecektir. Okumayanlar için işte o haber...

"Liverpool Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, deneklere William Shakespeare, T.S Elliot, William Wordsworth, John Donne gibi önemli yazarların kitapları okutuldu. Bu okuma eylemi sırasında deneklerin vücuduna beyin dalgalarını ölçen tarayıcılar yerleştirildi. Daha sonra deneklerden yine aynı yöntemle daha düz, modern dilde yazılmış, görece basit metinler okutuldu. Sonuçta anlaması daha zor olan, daha çok zaman alan metinlerin, beyin dalgalarını, kolay kitaplara göre daha fazla harekete geçirdiği ve böylece zihin gelişimini olumlu yönde etkilediği anlaşıldı."

Haber kısaca bu şekilde... Konuyla ilgili olarak peki siz ne düşünüyorsunuz? 

4 yorum :

Senenin İlk Kitabı BEN

20:31 ebru altin 2 Comments

Okunmayı bekleyen kitaplarım bu aralar epeyce fazla. Gözüme takılanları veya bir şekilde okumak istediğim kitapları görünce dayanamayıp aldığımdan olsa gerek, çalışma masamın üzerinde şimdiden kocaman bir kitap kulesi oluştu bile...

Ehh bu durumda yapılacak şey ise son derece basit. O kuleyi oluşturan kitaptan katları bir bir azaltmak... Sonrası malum... Yeni bir kule için yeni kitapların alınması şeklinde bu süreç böylelikle sürüp, gider nasılsa...

Kitap kulelerine neden değindiğime gelince... Elimde o kitap kulelerinin oluşmasına katkı sağlayan bir kitap duruyor da ondan :)

Yaklaşık 1 ay öncesinde kitap kuleme dahil olan "Ben"i en sonunda okuma fırsatı bulabildim. Tatil olması dolayısıyla da rahat rahat okudum açıkçası.

Okuyanus Yayınları tarafından çıkartılan "Ben" 20 bölümden oluşan bir kişisel gelişim kitabı niteliğinde. Bildiğimiz kişisel gelişim kitaplarından bir farkı var mı derseniz kısaca yok derim. 

Kaldı ki kişisel gelişim kitaplarından pek hazetmesem de bu kitabı bitirmem öyle çokta uzun sürmedi doğrusu. Toplamda 162 sayfadan oluşan kitabın içerisinde rutin günlük hayatta karşılaştığımız birçok soruna da parmak basılmış. Birçok kısma değinmekle birlikte, yazarla uyuşmadığınız taraflarda çıkmıyor değil hani...

Kişisel gelişim kitaplarına karşı bir ilginiz varsa, mutlaka göz atın derim. Şimdiden iyi okumalar...

2 yorum :

Mükemmeli Arayanlar Bu Kitap Çekilişi Sizin İçin...

13:13 ebru altin 1 Comments

Günler göz açıp kapayıncaya kadar geçip gidiyor derlerdi de inanmazdım.
Şuraya bakın ki şimdiden 2013'den 5 günü ardımızda bıraktık bile...
Ehh durum böyle olunca yeni yılın ilk haftası olması dolayısıyla yeni yeni yepyeni bir kitap çekilişi düzenleyerek, bir kitap kurdunu sevindirmek de farz olmuş gibi duruyor ne dersiniz?

Bu nedenle sosyal medya'sını yönettiğim özel bir hastanenin sayfasında dün itibariyle başlattığım kitap çekilişine sizleri de beklerim a-dostlarrrr :))

Elma Yayınevi'nin katkılarıyla Özel Konak Hastanesi'nin facebook sayfasında başlatmış olduğum kitap çekilişine dair gerekli bilgiyi aşağıda sizlerle paylaşıyorum. Katılmak isteyen tüm kitap kurdu arkadaşlarımı beklerim. Hepinize şimdiden bol şans...

Çekilişe katılmak için sadece 3 kural var.

1. Özel Konak Hastanesi'nin facebook sayfasını beğenmek
Özel Konak Hastanesi
2. "Okuyoruz, okutuyoruz" isimli facebook yarışma sayfamızın duyurusunu kendi sayfalarınızda paylaşmak,
3. Aşağıdaki metni twitter hesabınızda tweetlemek...

#ozelkonakhastanesi kitap çekilişi yapıyor! Mükemmeli Aramak isimli kitabın sahibi olmak ister misiniz? @ozelkonak

Çekiliş sonuçlarına gelince...

07.01.2013 Pazartesi günü, saat 17.00'ye kadar katılım şartlarımızı yerine getiren kişiler arasında yapacağımız çekiliş doğrultusunda, bir şanslı takipçimiz "Mükemmeli Aramak" isimli kitabın sahibi olacak. Kazanan okurumuz, 08.01.2013 tarihinde gün içerisinde ilan edilecektir. 


1 yorum :

Tıkkk tıkkkk, Açın Kapıyı, Ben Geldim :))

12:38 ebru altin 9 Comments

Yaklaşık 2 aydır iş yoğunluğundan dolayı bloguma pek birşey ekleyemez oldum. 
Aslında pek birşey demek yerine hiçbir şey ekleyemedim desem daha doğru olacak sanırım.
Zira aklım burada olmuş olmasına rağmen bir türlü uygun an'ı yakalayamadığımdan mütevellit, klavyemi de maalesef ki tıkırdatamadım.
Dolayısıyla kim ne yapmış, ne okumuş, ne izlemişlerle geçti koskoca 60 günüm...
Tabii bir de bol bol çalışmakla...
Üzgünüm ama bu 60 gün içerisinde tek bir sayfa bile kitap okuyamadım. 
Sonuç mu?
Sonuç elbette ki yeni yılla birlikte hayatımda iyileştirme yapma kararıyla sonuçlandı.
Çok gerekmedikçe mesaiyi 18.00 itibariyle iş yerimde bırakacağım ve kaldığım yerden ailemle, arkadaşlarımla, blogumla ve en önemlisi de kültür - sanatla her daim iç içe olarak geçirmeye devam edeceğim.
Ehhh dolayısıyla bol bol da paylaşımda bulunacağım :)
Hem de eskisinden daha çok...
Hepinizi çok özledim, hepinizin paylaşımlarını merak ediyorum.
Ve diyorum ki siz çayları, kahveleri hazırlayın. Birazdan size geliyorummm...
Merak etmeyin kekler de benden :)
Son olarak gecikmeli de olsa hepinize musmutlu bir yıl olmasını diliyorum.
Gönlünüzden geçirdiğiniz her güzellik sizinle birlikte olsun, mutlu yıllar...

9 yorum :