Yahudi Dükkanı

16:19 ebru altin 2 Comments

Blogum aracılığıyla sizlerle paylaştığım bu kitabı planlarıma göre daha önceden tanıtma gibi bir düşüncem olmuş olsa da ülkemizde yaşanan olaylardan dolayı yazma işlemini ancak bugün itibariyle gerçekleştirebiliyorum.  Bu gecikmeden dolayı lütfen kusuruma bakmayın demeyi de ihmal etmiyorum tabii.  

Kitabımızın ismi Yahudi Dükkanı… Adını daha önce duymuş muydunuz bilemiyorum ama bir kitap alışverişi sırasında öncelikle isminin, ardından ise kapak tanıtım yazısının ilgimi fazlasıyla çekmiş olmasından dolayı dayanamayıp aldığım kitaplardan birisiydi bu kitap.

Kitabın içeriğine tam girmeden önce Yahudilere dair şu detayı, ön bilgi mahiyetinde vermekte yarar görüyorum açıkçası.

Çeşitli kaynaklarda Yahudiler için yüzyıllarca oradan oraya sürüklendikleri ve çektikleri eziyetlerden sonra da vahşice öldürüldükleri yazar. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilemem tabii ki… 

Ancak yüzyıllar süren sürgün hayatları boyunca Yahudiler’de ister istemez kendileri için bir koruma mekanizması geliştirmişlerdir. Zaman içinde de dünyanın çeşitli yerlerine dağılıp, mevcudiyetlerini sürdürmek adına gizli bir örgütlenme içine girişmişlerdir. Zeki olanları bulunduğu yerlerde yönetim kademesine yakın yerlerde bulunurken, ticaretle uğraşanlarda kısa sürece zengin olmuşlardır zaten.

Dolayısıyla geçmişin acı tecrübelerini her zaman hatırlarında tutup, mevcudiyetlerini sürdürmek adına daima güçlü olabilmenin yollarını da arayıp, durmuşlar her zaman.

Kitabın arka kapağında “Gerçek bir kelepir arıyorsan, hayatı kazanırken yaşamalısın,” sözüyle karşı karşıya kaldığımda açıkçası aklıma ilk gelen Yahudilerin bu zamana kadar çektikleri sıkıntılar oldu.
Vay be dedim kendi kendime, bilmediğimiz yada daha önce yüzeysel bir şekilde duyduğumuz ama bir şekilde boşvermişlik içerisinde oralı olmadığımız ne hikayeler varmış.  

Tanıtım yazısına hızla göz gezdirdikten sonra sayfaları hızla çevirmek suretiyle kendimi bir anda hikayenin içerisinde buluverdim. Ne yalan söyleyeyim benim için film tadında olan kitaplardan birisi oldu Yahudi Dükkanı…

İnsanın doğup büyüdüğü, alıştığı topraklardan göç etmesi ve toplum içinde azınlık olarak hayatını sürdürmesi belki de başa gelebilecek en büyük zorluklardan biri. Çünkü türlü engellerle kabul görme mücadelesini de beraberinde getirir bu durum. Tıpkı daha iyi bir yaşam rüyasını gerçeğe dönüştürmek için yollara çıkan Bransonların göze alabildikleri gibi…


Publisher Weekly’nin de dediği gibi Yahudi Dükkanı, kimi zaman yürek burkan, kimi zaman da tebessüm ettiren bir ailenin anılarının gün yüzüne çıkarılmasıdır. Umutların, yenilgilerin, zaferlerin bir arada olduğu bu hikaye, hayatı olduğu gibi kabul ederken, bir yanımızın da umuda tutunması gerektiğini bizlere hatırlatmadan edemiyor.

2 yorum :