Üstü Her Daim Örtülen Bir Gerçek: Zenne
Zenne'nin ismini ilk kez geçtiğimiz Kasım ayında Ankara'da gerçekleştirilen Kuir Fest Festivali olan Pembe Hayat'ta duymuştum. Ardından ise malum film, Altın Portakal'a damgasını vurmuş, izleyicilerin ayakta alkışladığı bir çalışma olmuştu.Son zamanlarda adından sıklıkla bahsettiğimiz Zenne, bildiğiniz üzere geçtiğimiz hafta gösterime girdi. Dolayısıyla festival kapsamında seyretmeyenlerin de büyük bir ilgisiyle karşılaştı.
Açıkçası basın gösteriminin yapıldığı gün başka bir programımın olmuş olmasından dolayı filmi, en kısa zamanda gidip, izlenecekler arasında olarak belirleyerek, ajandama not almıştım.
Düne kadar da sürekli bir aksilikle karşılaştığım için seyredemedim. Ama dün tüm engelleri aşıp, kendimi sinemaya attım.
Öncelikle filmi izlediğim salon her ne kadar küçük olsa da, salonun yaklaşık yüzde 95oranında bir doluluk durumunun sözkonusu olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Ne yalan söyleyeyim uzun zamandan sonra ilk defa böyle bir tabloyla karşılaştığımı da içtenlikle söyleyebilirim.
İki genç sinemacı adayı M. Caner Alper ve Mehmet Binay tarafından beyazperdeye aktarılan filmin konusu, eşcinselliği ortaya çıkınca babası tarafından öldürülen Ahmet Yıldız'ın öyküsünden yola çıkıyor. Tamamen gerçek bir hikayeden beyazperdeye uyarlanan bir çalışma anlayacağınız...
Perdeden yansıyan 3 arkadaş ve birbirine benzemekle birlikte 3 farklı yaşam öyküsüydü aslında anlatılan. Ve tabii ki olmazsa olmaz ailelerin bu özel durumlara karşı olan yaklaşımlarıydı sözkonusu olan!
Doğulu muhafazakar bir ailenin çocuğu olan Ahmet, cinsel kimliğini saklamadan zennelik yapan Can ve Alman fotoğrafçı Daniel'in İstanbul'da kesişen dostluk hikayesi vardı aslında karşımızda.
Aslında filmin başından itibaren Zenne'yi bir Alman olan Daniel'in gözünden, onun görsel dünyasından izliyoruz bir nevi. Afganistan'da trajik bir olay yaşayan Daniel'in gözü, daha çok İstanbul'da oryantalist izler bulmak ve onları kayda geçirmek. Bu noktada da yolu önce Zennelik yapan Can ile ardından ise Urfalı bir ailenin birçok beklenti yüklediği oğlu Ahmet ile kesişiyor. Sonrası malum...
Toparlayacak olursam eğer filmin sonundaki gözyaşları bir ajitasyonun sonucu değil, mevcut hayatın acımasızlığına karşı akıtılan bir - iki damla sadece... Siz buna ister tezahür deyin, isterseniz de başka birşey. Karar size kalmış.
kalemine sağlık. Bir an önce gidip izlemeliyim :)
YanıtlaSilzenne'yi çok merak ediyordum , fırsat bulunca izlemek isterim , paylaşımın için teşekkürler canım , iyi tatiller.
YanıtlaSilmerhaba zenne filminin tanıtımını televizyonda bir show programında görmüştüm, değişik bir konusu var, sinemasever olarak gitmeliyim diye düşündüklerimden...
YanıtlaSilbu arada izleyeceklerim kısmında The Help filmini görüyorum, kesinlikle tavsiye ederim, çok etkileneceksin, bende bununla ilgili bir post yapıp herkese tavsiye etmiştim :)
sevgiler...