Umuda Uyandığım Gün

14:08 ebru altin 2 Comments



Her sabah yalnızlığa uyanmaktan daha kötü sizce ne olabilir?
Herkesin illa ki kendisine göre bir cevabı vardır.
Böyle bir soru karşısında benim cevabım ise tek kelimeyle "umutsuzluk" olur.
Bu satırları bana yazdıran aslında geçtiğimiz ay Martı Yayınları'ndan gelen Baldacci'nin "Umuda Uyandığım Gün" isimli kitabı oldu desem, yalan olmaz.
Baldacci'nin yazdığı bu kitabı daha önce Vatan Kitap'ta görmüş olmama rağmen açıkçası içimde alıp da okumaya yönelik herhangi bir his uyanmamıştı.
Tamam, kapak tasarımı gayet etkileyiciydi.
Ama ben de bıraktığı izlenim yalnızca "evet, güzelmiş" demekten bir adım öteye geçememişti.

Velhasıl ilk başlarda böyle etkileşimsizlik içerisinde bulunduğum kitapla kaynaşma noktam ise dediğim gibi Martı Yayınları'ndan gelmesiyle birlikte başladı.
Doğrusunu söylemek gerekirse eğer kitabın ilk 50 sayfasında bir türlü konunun içerisine girip de hayal gücümde canlandırdığım karakterlerden hiçbirisine bürünememiştim. Ama sonrasında olan oldu ve ben hoppp diye hikayenin içerisine dahil oldum.

Adriana Trigiani'nin de dediği gibi Baldacci, yaşadıkları büyük kayıpla yıkılan, ardından da sevgiyle iyileşen bir ailenin kaderini anlattığı bu büyüleyici hikayeyle okuru adeta şaşırtmayı başarıyor. Hem de ne şaşırtma, akılınız durur.

Ömrünün büyük bir kısmını ailesi yerine işine adamış bir adamın içine düştüğü derin pişmanlığa...
Yaşamına kaldığı yerden devam etmek isterken sayılı günleri kaldığını öğrenen, tam da bu dönemde hayat arkadaşına veda etmek zorunda kalmış yalnız bir adamın dünyasına...
Tam da herşey bitti derken, ailesini geri kazanmak için gerekli olan tek şeyin sevgi olduğunu keşfedişine değinen muhteşem ötesi bir kitap.

Kimbilir bu etkileyici kitaptan sonra bir de bu filmi (Umudunu Kaybetme) izlemek istersiniz :)
Hepinize sevginin ve umudunun tam da hayatınızın merkez noktasında yer bulup, size tüm güzellikleri getirmesi dileğiyle "Mutlu olun, mutlu kalın"
Umutsuz ise asla kalmayın...


Ömrünün büyük kısmını ailesi yerine işine adamış bir adamın içine düştüğü derin pişmanlığa… Yaşamına kaldığı yerden devam etmek isterken sayılı günleri kaldığını öğrenen, tam da bu dönemde hayat arkadaşına veda etmek zorunda kalmış yalnız bir adamın dünyasına… Tam da her şey bitti derken, ailesini geri kazanmak için gerekli olan tek şeyin sevgi olduğunu keşfedişine değinen bir kitap.

Kaynak: http://www.estanbul.com/umuda-uyandigim-gun-403567.html#.VEzfaRbgXK
Ömrünün büyük kısmını ailesi yerine işine adamış bir adamın içine düştüğü derin pişmanlığa… Yaşamına kaldığı yerden devam etmek isterken sayılı günleri kaldığını öğrenen, tam da bu dönemde hayat arkadaşına veda etmek zorunda kalmış yalnız bir adamın dünyasına… Tam da her şey bitti derken, ailesini geri kazanmak için gerekli olan tek şeyin sevgi olduğunu keşfedişine değinen bir kitap.

Kaynak: http://www.estanbul.com/umuda-uyandigim-gun-403567.html#.VEz

2 yorum :

Müjde: Kitap Mevsimi Başlıyor

21:31 ebru altin 0 Comments

Koca bir sene içerisinde kitapkurtlarının beklediği o büyük an'a kavuşmaya artık sayılı günler kaldı.
Gerçi bu sene İstanbul'da olmadığım için bu fuar heyecanını yaşayamayacağım ama olsun.
En azından giden arkadaşlarımı takip ederek, o duygumu bir nebze de olsa bastırırım.
Bastırır mıyım?
Yok canım daha neler...
Zira bu yazdığıma benim bile inanasım gelmedi.
İstanbul Kitap Fuarı, 8 Kasım Cumartesi günü tam tamına 33. kez Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde kitapseverlerle buluşmaya hazırlanıyor efendim!

16 Kasım'a kadar ziyaret edilebilecek olan fuara Türkiye ve yurtdışından olmak üzere 850 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu da katılım gösterecek. Birbirinden güzel kitaplara kavuşacak olmanızın dışında söyleşi, panel, çocuk etkinlikleri ve dinletilerle birlikte 270 etkinliğin gerçekleşecek olması da cabası elbette.

Onur yazarının Atilla Dorsay olduğu fuar, kitapseverleri sinemanın uzun yolculuğuna söyleşiler, paneller, müzik dinletileri ve sergilerle tanıklık etmeye davet ediyor. Fuar süresince oyuncu, yönetmen ve yazarların katılımıyla Atilla Dorsay'ın sinema eleştirmenliği, yazarlığı ve yaşamı üzerine de söyleşiler gerçekleştirilecek.

Fuarın bu seneki onur konuğu ise Macaristan olacak. İlgilenenler için hatırlatma yapmakta yarar var. Onur ülke Macaristan pavilyonunun açılışı Kültür İşlerinden Sorumlu Macaristan İnsan Kaynakları Bakanı Dr. Zoltan Balog tarafından 8 Kasım 2014 Cumartesi günü yapılacak. Macaristan'ın da yer alacağı Uluslararası Salon bu yıl 8 - 11 Kasım tarihleri arasında 35 ülkeden 91 yayınevini ağırlayacak.

Gabriel Garcia Marquez ise Tüyap'ta Kolombiya Büyükelçiliği'nin düzenlediği anma etkinlikleri kapsamında  Marquez okurlarını selamlayacak. Anma etkinliği 15 Kasım 2014 Cumartesi günü Gabriel Garcia Marquez'in Hayatı, Eserleri ve Türk Halkının Marquez Edebiyatına Bakışı, yazar tarafından kurulan Ibero - American New Journalism Vakfı Genel Müdürü Jaime Abello ve Türkiye'den yazar Seçkin Selvi'nin katılımıyla gerçekleştirilecek.

Unutmadan 33. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarını hafta içi günlerde 10.00 - 19.00, haftasonu ise 10.00 - 20.00 saatlerinde ziyaret edebilirsiniz. Öğrenci, öğretmen, emekli ve engellilere girişin ücretsiz olduğu fuarın giriş bedeli ise bu sene 5 TL.

Fuara gidecek olan arkadaşlarıma özel not: Lütfen benim yerime de fuarın tadını çıkarın!


0 yorum :

Kırtasiye Malzemelerini Kim Sevmez ki

20:02 ebru altin 0 Comments

Rengarenk kalemler ve orijinal not defterleri kimin hoşuna gitmez ki?
Çocukluğumdan bu yana kalem ve not defteri delisi olarak artık olayı bir tık daha öteye götürmeye karar vermiş bulunmaktayım.
Hayal gücümün sınırlarında dolaşacağım not defterlerini artık kendim yapacağım. İlk başta olanlar biraz amatör işi olacaktır belki ama zamanla bunu da aşarım diye düşünüyorum, ne dersiniz?

Not: Benim gibi kendi not defterlerini kendi yapmak isteyenler için aşağıdaki video birebir benden söylemesi :)

0 yorum :

Kitap Nasıl Yapılır?

00:15 ebru altin 1 Comments

Bayram olgusunu bir kenara bırakıp, beni asıl ilgilendiren kısmın 3. gününde de tatili dibine kadar yaşamaya kaldığım yerden şekil a'da görüldüğü üzere devam ediyorum. Zira biliyorum ki bayram dönüşünde beni bekleyen onlarca iş olacak. Hal böyleyken tatilin son demlerini sizce yaşamamazlık eder miyim? Tabii ki hayır! O zaman gelsin kitaplar, gitsin filmler...

Gerçi bugünkü planlarım arasında her ne kadar okuduğum son kitabı sizlerle paylaşmak olsa da son dakika yaşadığım sürpriz kapı da kalma faciasından sonra bu planı değiştirmek durumunda kaldığımı da belirtmeden geçemiycem. Anahtarı yanında olup da içeri giremeyen ve yaşadığı bu bahtsız durumdan dolayı, bilmediği etmediği bir şehirde çilingirci arayışında olan kaç kişi vardır ki benden başka. Kapıyı açma karşılığında talep edilen rakamlara değinmiyorum bile. Git yeni kapı taktır daha iyi. Resmen soyguna çıkmışlar ama yemezler. 

Belki bir Clark Kent'imiz yok ama Clark'dan bozma Kent'ten olma tamamen yerli bir süper ustamız var. Hem de sudan ucuz. Sonuç itibariyle evime yaklaşık 4 - 5 saat sonra girmeyi başarıp, üstüne bir de olayı sadece 20 TL'ye kapatınca, kendimi kanepeye atıp, ohh be dedikten sonra son okuduğum kitabı yarına bırakmanın daha doğru olacağına kanaat getirdim. O sırada da aklıma kitap nasıl yapılır sorusu geldi. İnternette şöyle bir araştırma yapınca bakın ne buldum. Belki merak edenleriniz vardır diye sizlerle de paylaşıyorum.

Bakalım biz kitap kurtları için yetiştirilmeye çalışılan, mutfaktan yeni çıkmış kitaplar nasıl yapılıyormuş, gelin birlikte göz atalım, ne dersiniz?

1 yorum :

Her Gününüz Bayram Tadında Geçsin...

23:54 ebru altin 6 Comments


Her gününüzün bayram tadında geçmesi dileğiyle, herkese iyi bayramlar :)


6 yorum :

Modern Zamanın Masal Perisi

23:52 ebru altin 0 Comments

Çocuk ve gençlik yazınının usta kalemlerinden Aytül Akal, Türkiye'de yazma uğraşını çocuk kitapları üzerine kurgulayıp, kitaplarındaki tüm dramatik yapılanmayı çocuğun imge dünyasına uygun olacak şekilde kaleme alan çağdaş yazarlardan biridir. Öyle ki onun için kullanılabilecek tek bir tabir vardır. "Modern Zamanın Masal Perisi"

Yoğun çalışma sürecinde yakaladığımız Aytül Akal ile Çocuk Rehberi (Çok sevdiğim bir arkadaşımla birlikte yürüttüğümüz websitesi) için keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Çocuklarınıza kitap okumayı nasıl sevdireceğinizi bilmiyorsanız eğer bu söyleşi tam da size göre, bizden söylemesi...


Çocuk kitapları yazmaya nasıl karar verdiniz?

Esin kaynağım; çocukların yaşamı algılayışlarında, beklentilerinde ve umutlarında saklı. Kendilerine güvenip, hayallerine sarılabilmeleri ise benim tek arzum.

İyi bir çocuk kitabı size göre hangi özellikleri taşımalıdır? Bu anlamda ebeveynlere nasıl tavsiyelerde bulunursunuz?

İyi bir çocuk kitabı, hem çocukların hem de yetişkinlerinde severek okuduğu kitaplardır. Düşünün ki yetişkinler, henüz okumayı bilmeyen çocuklara okuyorlar. Eğer onlar okurken kitabı sıkıcı buluyorlarsa, çocukların beğeniyle dinlemeleri beklenebilir mi? Yetişkin kitapları, çocuklara seslenmez ama iyi bir çocuk kitabı yetişkinlere bile kendini sevdirebilen kitaplardır. Ebeveynlere bol bol çocuk kitabı okumalarını öneriyorum. Hem böylelikle dünyayı güzelleştirmek için gerekli heyecana ve enerjiye kavuşmuş olurlar.

Çocuklara kitap sevgisi aşılamak için sizce neler yapılmalıdır?

Çocukları küçük yaştan kitaplarla buluşturmak öncelikle çok önemli. Küçük yaş derken, anne karnına kadar indirebiliriz yaşı, o denli yani...

Onunla birlikte kitap sayfalarını çeviren ebeveynleri varsa eğer çocuğun kitabı hayatının değerli bir parçası olarak görmemesi olası değildir. Kısacası her zaman çevresinde kitaplar bulundurmalı ve birlikte okuma zamanı yaratılmalıdır.

Söyleşinin devamını Çocuk Rehberi üzerinden okuyabilirsiniz.




0 yorum :