Doğum ve Yeni Doğan Fotoğrafları...

Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu Derneği'nin adını daha önce duymuş muydunuz bilemiyorum ama ben böylesi bir derneğin adından sevgili arkadaşım Banu Özkan Tozluyurt aracılığıyla geçtiğimiz günlerde haberdar oldum. Açıkçası buldukları bu yaratıcı isimden dolayı da mest oldum. Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu Derneği...

İşte böylesi güzel yürekli insanların biraraya gelerek oluşturduğu bu dernek, Anneler Günü'nü doğum fotoğrafçıları Ayça Oğuş, Bige Yalın ve Özlem Turan'ın "Doğum ve Yeni Doğan Fotoğrafları" sergisiyle Addresistanbul"da kutlamaya hazırlanıyor.

Ev dekorasyonunda akla gelen tek alışveriş merkezi addresistanbul, Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu Derneği'nin Anneler Günü için organize ettiği çok duygusal bir sergiye ev sahipliği yapacak. Anne ve babaların sabırsızlıkla bekledikleri bebekleriyle ilk tanışma anını ölümsüzleştiren doğum fotoğrafçıları Ayça Oğuş, Bige Yalın ve Özlem Turan'ın çok özel karelerini addresistanbul koridorlarına taşıdığı sergi, 12 Mayıs - 17 Haziran 2012 tarihleri arasında addresistanbul ev dekorasyon alışveriş merkezinde görülebilecek.

Doğum anlarının ve yeni doğan bebeklerin ilk saatlerinin mucizesini ölümsüzleştiren en keyifli karelerden oluşan sergi, 12 Mayıs Cumartesi günü saat 13.30'da düzenlenecek bir davetle açılacak. Sergi, 17 Haziran'daki Babalar Günü'ne kadar açık kalacak.

Bu çok özel etkinlikte sürpriz hediyeleriyle Slingo, Leileo, L'era Fresca, Petunia Pickle Bottom, Sarelle, Miki House ve "Hayat Çocukla Güzel" adlı kitabıyla Banu Özkan Tozluyurt, Şe Fırın standlarıyla addresistanbul'da yer alacak.

Etkinlik programı kapsamında ayrıca 45 dakika sürecek olan bir de söyleşi yer alacak. Onda Yönetim Danışmanlık'tan Hanzade Acar ise annelik ve yönetim becerileri üzerine "Her Anne Kendi Evinin CEO'sudur" başlığı altında keyifli bir sohbet gerçekleştirecek.

Bu keyifli organizasyonun dekorasyonunu Dreamkiddoh by Nilay Cinisli üstlenirken, Play To Learn Anaokulları ise etkinliğe gelerek, çocuklara ABC Kindermusic programıyla kaliteli vakit geçirmelerini sağlayacak. Play To Learn Anaokulları öğrencilerinin "Annem için", Anneler Günü resimleri sergisi de alışveriş merkezi içindeki sergi alanında görülebilecek.






Psikiyatrist...

Bir süre önce büyük bir heyecanla başladığım ancak derginin yeni sayısının yoğun koşuşturmacasından dolayı yarıda bırakmak durumunda kaldığım Wulf Dorn'un kaleme aldığı Psikiyatrist isimli kitabı, en nihayetinde bitirebilmenin ne yalan söyleyeyim mutluluğu içerisindeyim.

Psikolojik gerilim türü kitapları açıkçası oldum olası hep sevmişimdir. Bu nedenle bu tür de kitapları da denk geldikçe alıp okurum ama bu okuduğum kitap bambaşka bir şeydi doğrusu...

Kimseye inanma, kendine bile güvenme, gerçeği arama çünkü gerçek seni bulacak sözleri, olaya son noktasını koyacak nitelikteydi resmen...

Şiddet mağduru kadın hasta, psikiyatrist Ellen Roth'un bir gün kabusu haline gelir. Kara Adam tarafından izlendiğini iddia eden hasta, gizemli biçimde, iz bırakmadan ortadan kaybolur. Şimdi kendi hayatını da hastasınınkini de tehlikeye atan korkunç bir oyunun ortasındaki Dr. Ellen Roth için hiç kimseye güvenemediği umutsuz bir savaş başlamıştır.

Şeytani bir yapbozun parçalarını biraraya getirmeye çalışmaktan başka çaresi kalmayan genç psikiyatrist, korku, şiddet ve paranoyadan oluşan bu labirentte çıkış yolunu bulabilecek midir? Hadi çıkış yolunu buldu diyelim, peki katil kimdir?

Pegasus Yayınları'ndan çıkan Wulf Dorn'un etkileyici romanı Psikiyatrist ile zihninizin karanlık kısımlarına yolculuk yapacak ve adeta bir gerilim filmi seyretmiş olacaksınız, benden söylemesi.

Arkadaşım Nasreddin Hoca...

Yüzyıllardır pek çok farklı toplumun ve kültürün ortak belleğine renk ve mizah duygusu katmayı başarmış Akşehirli büyük halk kahramanı Nasreddin Hoca ve fıkraları, kapsamlı bir derleme ile günümüz çocuklarının kalbini yeniden fethetmeye geliyor...

13. Yüzyıldan günümüze, dilden dile dolaşan hikayeleri ile eleştirirken güldüren, bunlarla da yetinmeyip üzerine bir de düşündüren büyük bilge Nasreddin Hoca, her çocuk gibi edebiyatımızın değerli kalemlerinden Süleyman Bulut'un da en sevdiği halk figürlerinden biriymiş. Birkaç arkadaş biraraya gelip, sohbet ettiklerinde söz dönüp dolaşıp hep Nasreddin Hoca'ya gelirmiş. İşte o zamanlar başlamış Süleyman Bulut'un Nasreddin Hoca'ya ve nükte dolu fıkralarının ardında gizlenen mesajları açığa çıkarma oyununa olan merakı...

Arkadaşım Nasreddin Hoca, hep yanıldığı gibi, fıkraların gelişigüzel sıralandığı bir kitap değil. Çocukluğundan başlanarak, Hoca'nın değişik dönemlerine ait fıkralar, dokuz ayrı başlık altında toplanarak Süleyman Bulut tarafından, kıssadan hisse şeklinde yeniden yorumlanmış. İlham Evrenoğlu'nun Nasreddin Hoca fıkralarının ruhuna sadık kalarak, resimlediği bu güzel çalışma, çocuklarla sınırlı kalmayıp her yaştan okurun ilgisini  çekebilecek türden.

The Muppets...

Mah-na Mah-na, Mah-na Mah-na...
Şarkısını hatırlamayanınız yoktur herhalde...
TRT'nin bir zamanlar yayınladığı ve o dönemin bütün çocuklarını ekran başına kilitleyen, eğlenceli programı Muppet Show'un vazgeçilmez şarkısı Mah-na Mah-na, Mah-na Mah-na... :)

Kurbağa Kermit, Miss Piggy, Fozzie Bear ve Gonzo isimleri kaçınızda bir çağrışım yapıyor bilemiyorum ama Kurbağa Kermit ve Miss Piggy ne yalan söyleyeyim benim çocukluk evrelerimin vazgeçilmez iki karakterlerinden birisi...
Dolayısıyla çocukluğumun renkli karakterleriyle bezeli televizyon programı Muppet Show'un esprili kuklalarıyla, beyazperdenin büyülü dünyasında buluşmak keyfime keyif kattı doğrusu...
Gerçek yaşamda bulunmayan, klasik bir mütevazi Amerikan kasabası olan Smalltown'da Gary ve bir kukla olarak doğan Walter birlikte yaşamaktadır. İki kardeşin en büyük eğlencesi ise elbette televizyon karşısına geçip Muppet Show'u izlemektir. Yetişkin olduklarında bile bu hobilerinden vazgeçmezler. Gary, sevgilisi Mary ile birlikteliklerinin onuncı yılı için Los Angeles'a giderken yanlarına Walter'ı da alır.

Yılların ilgisizliğinden darmadağın olmuş Muppet stüdyolarını ziyaret ederken, Walter gizlice Tex Richman adlı bir milyarderin stüdyoyu yıkıp, petrol arama planları yaptığını öğrenir. Walter'ın stüdyoyu kurtarmak için tek şansı ise orijinal Muppet ekibini bir araya getirip, 10 milyon dolar kazanacak bir şov ortaya koymaktır.

 Muppet Show hayranı bu iki kardeş, amaçlarını gerçekleştirebilmiş midir bilemiyorum ama çocukluğunda en az bir kermit oyuncağı olup, kuklalarla ve man-ha man-ha şarkılarıyla keyifli dakikalar geçirmişliğiniz varsa eğer biraz nostalji yapmakta yarar var diyorum.

Adam Dediğin Benim Gibi Olur...

Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım diyen Erdal Demirkıran ismini duymayan kalmamıştır herhalde. Kimimiz belki sırf merakımızdan dolayı alıp okumuş, kimimizde eminim ciddiye dahi almamıştır. Dolayısıyla da okuma gereği duymamıştır.

Açıkçası Erdal Demirkıran'a ait birçok kitap Kashna Kitap Ağacı'ndan sevgili Cem bey aracılığıyla geçtiğimiz aylarda bana gönderilmişti. Hem de yazarın imzasıyla birlikte.

Adam Dediğin Benim Gibi Olur... Evet, sıra işte bu kitaba gelmişti. Adam Dediğin Benim Gibi Olur... Yazar 13 bölümde toparladığı kitabında ne anlatıyordu peki, gelin birlikte göz atalım...

Öncelikle kitabın arka kapağına göz attığımızda şu satırlarla karşılaşırız...

"Herkesin kendine göre bir dağı vardır ve herkes kendi dağında yaşar mevsimleri. Senin güneşin yakmaz beni, benim kışımla da sen asla zatürre olmazsın.

Şimdi çık kendi dağına, ayakkabılarını çıkar ve koş... Doludizgin koş! Arkana bile bakma koşarken... Bakma, çünkü arkanda hiçkimse yok! O dağ sadece senin. Ayağını basmadığın hiçbir yer kalmasın. Her yerini ezbere bil bu dağın. Yeni ağaçlar dik dağına. Ağaçlarla yeşile boya.

Gururla dolaş. Adımların hep büyük olsun. Büyük yaşa! Hiçbir zaman korkutmasın ölüm seni ve daima emin ol, sen ölmeden kimse gelmeyecek senin dağına. Ölünce gelecekler ve "Burada koca yürekli bir dağcı yaşardı." diye yazacaklar senin zirvelerine ama bu senin umrunda bile olmayacak. Sen zaten senelerce koca bir dağcı olduğunu bilerek yaşamıştın."

Bu cümleler sizler de nasıl etkileşim yarattı bilemiyorum ama yazar çokta doğru bir yere parmak basmış doğrusu. Katılmamak imkansız. Ne dersiniz?

Bir solukta okuduğum kitaplardan birisi olan Adam Dediğin Benim Gibi Olur, kişisel gelişiminizde size yol göstermeye ve kendi farkındalıklarınıza varmanıza ne yalan söyleyeyim yardım etmeye devam ediyor. Kashna Felsefesi hakkında fikir sahibi olmak veya böylesi iddialı başlıkların sahibi olan yazarın kitaplarıyla tanışmayı düşünüyorsanız eğer tavsiye edebileceğim kitaplardan birisi olduğunu belirtmek isterim. Sonrasında okumak veya okumamak size kalmış :)