Banu Özkan Tozluyurt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İmza: Karın...


En son ne zaman birisine mektup yazdığınızı hatırlıyor musunuz?
Peki yazdıktan sonra ya o meraklı bekleyişe ne demeli?
Salt duyguların kelimelerle adeta dans ettiği ve el yazısında hayat bulduğu o satırları okumak kimbilir birçok insanı zamanında ne kadar da mutlu etmiştir?
Yazmak!
Birisine zamanınızı ayırmak!
Onun için birşeyler yapıyor olmak!
Duygularınızı en yalın haliyle paylaşmak!
Ya da kimbilir belki de yüzyüze söyleyemediğiniz şeylerin satırlarda dile gelmesi...
Okuyan kişinin ruhunun derinliklerine kadar işleyip, onu bambaşka bir diyara sürükleyebilme gücünüzün var olduğunu görebilmeniz...
Kulağa hoş geliyor değil mi?
Her ne kadar şu an bunların hiçbirisi yapılmıyor olsa da o mektubu elinize alıp da, kalp ritminizin ruhunuzun derinliklerindeki kişiyle dans etmeye başlama duygusu bile emin olun size inanılmaz bir haz yaşatmaya yetiyor da artıyor bile...

Dijital çağın bütün nimetlerinden yararlanırken mektuplara kafayı neden bu kadar taktığımı merak edenler için hemen söyleyeyim. Aslında bu satırları bana yazdıran sevgili arkadaşım Banu Özkan Tozluyurt'un yayına hazırlamış olduğu İmza: Karın kitabı oldu.

İmza: Karın farklı sosyokültürel yapılardan 100'ü aşkın kadının hayatlarında yer etmiş ve hali hazırda edecek olan erkeklere yazdığı mektuplardan oluşuyor. Dolayısıyla kadınların gerçekten bir ilişkiden ne beklediğini çok farklı yönlerden gözler önüne seriyor. Yaşı, mesleği ne olursa olsun, kocası kim olursa olsun, kadın her yerde kadın ve beklentiler aslında çok da farklı değil. Sadece bu beklenti ve istekleri ifade edişi farklı, hepsi o kadar...

İmza: Kızın kitabından sonra raflardaki yerini alan ve ilk haftada 10.000 baskı yapan bu muhteşem kitabın içerisinde kimler yok ki...

Lale Manço, Berna Laçin Eşiz, Burcu1Anne, Cemre Birand, Derya Coşkundeniz, Nilgül Doğan ve daha niceleri...

Her biri en saf, en yalın halleriyle duygularını kaleme almış kadınlar. Kimi öfkesini, kızgınlığını paylaşmış, kimi kırgınlığını, kimisi de seneler geçmiş olmasına rağmen kalbine gömdüğü aşkını...

Bazen gözleriniz dolarak okuyorsunuz, bazen de yüzünüzde kocaman bir tebessüm yer ediveriyor. Mutluluğun ve sevmenin aslında ne kadar da size yakın durduğunu anlayıveriyorsunuz. Hayat her şeye rağmen güzel ve yaşanası demeden de edemiyorsunuz tabii...

Aynı Lale Manço'nun satırlarına yansıttığı şu sözlerde olduğu gibi...

"Sen buraya geldikten sonra 'Japonya'da ruhun yaşamaya devam etsin' diye bir Sakura ağacı dikmişler. Şimdi bir gör, dev bir ağaç olmuş. Seni burada kolay bulabileyim diye vasiyet etmiştim. Beni o sakuranın dibine gömün diye..."

Destek Yayınları'ndan çıkan İmza: Karın kitabının tüm gelirinin STET yani Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu Derneği'ne bağışlanacağını da dipnot olarak geçmekte yarar var. Siz de dernek adına destekte bulunmak isterseniz kitabı alarak, işe başlayabilirsiniz.