Saatleri Ayarlama Enstitüsü...

16:53 ebru altin 4 Comments

“Sahibinin en mahrem dostu olan, bileğinde nabzının atışına arkadaşlık eden, göğsünün üstünde bütün heyecanını paylaşan, hülasa onun hararetiyle ısınan ve onu uzviyetinde benimseyen, yahut masasının üstünde, gün dediğimiz zaman bütününü onunla beraber bütün olup bittisiyle yaşayan saat, ister istemez sahibine temessül eder, onun gibi yaşamaya ve düşünmeye alışır.”

Tahmin edileceği üzere bu sözler maalesef ki bana ait değil. Maalesef diyorum çünkü gerek kadın olsun, gerekse de erkek hepimizin vazgeçilmez aksesuarlarının başını çeken saat için böylesi bir tanımlamayı, açık konuşmam gerekirse eğer bu denli başarılı ve etkileyici bir şekilde ben yapamazdım.

Çoğu kişinin bildiği üzere Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 1961 yılında kaleme aldığı Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Türk insanının doğu ve batı arasında bocalamasını irdeleyen bir başucu romanı niteliğindeki eserlerden birisi kıvamındadır…

Küçük yaşta, bir saatçinin yanına çırak olarak giren Hayri İrdal, zamanla saatlere karşı özel bir ilgi duyar ve br süre sonra saatlerle kafayı bozup, bütün yorumlarını saatlere göre yapmaya başlar. Birinci Dünya Savaşı sırasında askere gider ve dört yıl sonra tekrardan evine, İstanbul’a geri döner.

Abdüsselam Efendi’nin kızı Zehra’yla bir evlilik yapar yapmasına ama kısa bir süre sonra eşini kaybeder. İspiritizma Cemiyeti’ne gidip gelirken orada ikinci karısı Pakize ile tanışıp, evlenir.

Borç almak için gittiği bir arkadaşı onunla Halit Ayarcı’yı tanıştırır ve bu andan itibaren hayatı değişen Hayri İrdal, hayatı boyunca ona minnet duymaya başlar.

Halit Ayarcı, Hayri İrdal’ın parasızlığına çözüm olsun diye Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı bir kurum oluşturur ve başına da Hayri İrdal’ı getirir.

Maddi anlamda artık sorunu kalmayan Hayri İrdal, bazen Enstitü’nün ne işe yaradığını merak edip sorgulasa da keyfine diyecek yoktur. Ancak bu keyif sadece Hayri beye mahsus değildir. Bu keyfe ortak olanlar arasında Hayri beyin karısı ve baldızları da dahil olmuştur. Bir anda etrafında bir sürü eş, dort, akraba belirmiştir.

Her ne kadar bu bolluk eşinin kendisini Halit Ayarcı ile aldatmasına yol açsa da bunun farkına varamayacak kadar da saftır. Karısı doğan kızının adını Halit Ayarcı’nın adını devam ettirmesi için Halide koyduğu halde bu aldatmanın farkına dahi varamaz. Arada bir Halit Ayarcı’yı sevdikleri için kızlarının büyüdükçe ona benzediğini söyler.

Gel zaman git zaman sonra Amerika’dan gelen bir ekip, Enstitü’nün işlevinin kalmadığını ve kapanmasının daha doğru olacağını bildiren bir rapor hazırlayarak bildirimde bulunur.

Enstitü kapatılacakken Halit Ayarcı devreye girer ve kapanmasına enger olur. Onca insanın işinden olmaması için bir çare bulmak lazımdır. Acaba nasıl bir çare düşünmüşlerdir?

Büyük Ümitler, Küçük Hakikatler, Sabaha Doğru ve Her Mevsimin Bir Sonu vardır şekilde dört bölümden oluşan Saatleri Ayarlama Enstitüsü, II. Abdülhamit döneminde geçen, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde de yaşayan Hayri İrdal’ın anıları şeklinde kurgulanan başarılı kitaplardan birisidir.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Dergah Yayınları'ndan yayımlanan bu eşsiz yapıtını hala okumadıysanız eğer emin olun çok şey kaçırıyorsunuz...



You Might Also Like

4 yorum :

  1. okumadım,okusam ne güzel olur :::)

    YanıtlaSil
  2. Keyif alarak okuyacağına eminim canım :))

    YanıtlaSil
  3. Büyük bir hevesle aldım, inşallah en yakın zamanda okuyacağım. Okumadan önce sizin yorumunuzu okumak çok yararlı oldu.

    YanıtlaSil
  4. Umarım keyif alarak okuyacağınız bir kitap olur... :)

    YanıtlaSil