Hayvan Sevenler Haydi Bu Konsere...

Haytap'ın (Hayvan Hakları Federasyonu) hayvan hakları mücadelesine destek amaçlı düzenlenen yardım konseri 16 Mart 2012 Cuma akşamı, etkinliğe katkıda bulunmak için kapılarını sonuna kadar açan İstanbul Live'da gerçekleşecek.

Görevlilerin, mekanın ve sahne alacak sanatçıların hiçbir ücret almadan organizasyonun birer parçası olacağı konsere, Atakan Ilgazdağ ve Nejat Yavaşoğulları'nın yanısıra, sürpriz sanatçılar da katılacak.

"Var Olmak Haktır..." diyen Haytap, herkesi yardım konserine katılmaya çağırırken, bugün ülkemizde, hayvan hakları kanununun yetersizliğinden dolayı birçok hayvanın mağdur durumda olduğunun altını çiziyor.

Haytap, soğuk kış günlerinde sokaklarda donarak ölen, bir lokmaya muhtaç bir halde yaşam mücadelesi veren sokak hayvanlarının, yunus parklarında ilkel yöntemlerle yakalanan ve tel kafeslerde aç bırakılarak gösteri hayvanlarına dönüştürülen yunusların, petshoplar da uygun olmayan şartlarda aylarca bekleyen, kirli bir ticarete alet edilen hayvanların tümünün yardım ve merhamet beklediğini belirtiyor.

İstiklal Caddesi Ağa Camii'nin sokağında bulunan İstanbul Live'da gerçekleşecek konserin kapı açılış saati 21.00. Konser biletlerini 20 TL karşılığında İstanbul Live'dan temin edebilirsiniz...

İsmail...

Öncelikle kitabın isminin birçok kişiye tuhaf geleceğinin farkındayım. Zira bugüne kadar okuduğumuz kitapların başlıklarıyla gördüğünüz gibi uzaktan yakından alakası bile yok.

Adı İsmail... İsmail kimdir, nedir, neden bu ismi almıştır konusuna, büyünün kaçmaması adına şimdilik hiç değinmeyeceğim.

Daniel Quinn'in kaleme almış olduğu İsmail için The Washington Post gazetesi "Yazar bizi inanılmaz bir diyalogla ele geçiriyor. Daha kitabın yarısına gelmeden kayboluyoruz, onun pençesine düşüyor ve İsmail'in bize dünyayı kendimizden kurtaracağımızı öğretmesini bekliyoruz. Ve yaşamlarımızı bir an önce değiştirmek istiyoruz" tanımlamasını yapıyor.

Bu nasıl bir kitaptır diye, sayfaları açmaya başladığınız yerde şöyle bir mesajla karşılaşıyorsunuz.

"Öğretmen, Öğrencilerini Arıyor. Dünyayı kurtarmak için içten bir arzu duyulması şarttır. Şahsen başvurun..."

Oldukça etkileyici cümleler... Nitekim gazetedeki bu üç satırlık ilan, yaşam boyu sürecek bir maceranın da başlangıcını oluşturuyor.

Tarih boyunca yazılmış en etkileyici ruhsal maceralardan biri olarak kabul edilen İsmail,basıldığı andan günümüze kadar yirmiden fazla dile çevrildi. Dünya çapında geniş ve tutkulu bir okuyucu kitlesi edinen roman, her zaman daha fazlasını arzulayan kültürümüzün, tüm dünyayı nasıl bir sona yaklaştırdığını da açık bir şekilde gözler önüne seriyor.

Onu benzersiz kılansa, görmezden geldiklerimizi yüzümüze çarpıp, tartışılmaz kabul ettiklerimizi bir bir yıkarken, geride yine de bir umut bırakıyor olması. Bu nedenle İsmail, insanlığa alternatif bir rol, akla gelmeyen bir çıkış yolu göstermekten de kesinlikle kaçınmıyor.

Ve size tüm kitap boyunca şunu soruyor! Alanlardan mısınız yoksa bırakanlardan mı?

Peki nedir bu Alanlar veya Bırakanlar...

Bırakanlar; insanlık tarihinin birinci bölümüydü. Uzun ve önemsiz bir bölüm... Bu bölüm yaklaşık on bin yıl önce doğu da tarımın doğuşuyla sona erdi. Bu olay ikinci bölümün yani Alanların bölümünün de başlangıcı oldu. Bırakanlar dünyada halen mevcut, fakat zamanın gerisinde kalmış fosillerden ibaretler. Onlar geçmişte yaşayan insanlık tarihindeki bölümlerinin bittiğinden habersiz biçare insanlar...

Bu kitap için roman tabirini kullanmak bana göre başlı başına yanlış bir kavram. Kitap, romandan ziyade felsefik bir üsluba daha yatkın. Daniel Quinn'in yazmış olduğu, Selen Çalık tarafından da Türkçe'ye çevirilen kitaptaki ifadeler son derece akıcı, ustaca bir çeviri örneği sergiliyor. Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Bu arada kitaptan özellikle ilgimi çeken bir bölümü de sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakalım sizde yazarla aynı fikirde misiniz?

"Adem’in İbranice’de ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
İnsan anlamına geliyor.
Peki Havva'nın bu olaylardaki rolünü biliyor musunuz?
Yazanlara bakılırsa eğer o da "Hayat" anlamına geliyor.
Yani Adem'i baştan çıkaran şey hayat olmuştur.
Adem meyveyi kabul ettiğinde sınır tanımadan yaşamanın cazibesine yenik düşmüştü.
İşte bu yüzden ona meyveyi sunan kişiye hayat denmiştir."

Ne dersiniz bu yaklaşımın doğruluk payı var mıdır sizce de?

İsmail
Yazar: Daniel Quinn
293 Sayfa

Satranç...

Satrancın çekiciliği temelde bir tek şeyden kaynaklanır. O da stratejisinin farklı beyinlerde, farklı biçimlerde gelişmesidir.

Bu tinsel savaşta siyah, beyazın o an hangi manevrayı yapacağını bilemeyeceğinden ötürü sürekli tahminler yürütmeye ve dolayısıyla çıkış yolları bulmaya çalışırken, beyaz da siyahın hain amaçlarını anlamaya ve baltalamaya uğraşır.

Ya aynı kişi siyah ve beyazı oynarsa? İşte o zaman tutarsız bir durum ortaya çıkar. Çünkü beyin bir yandan birşeyi bilmek, öte yandan da bilmemek durumundadır.

Beyaz olarak oynarken, bir dakika önce siyah olarak istediği ve amaçladığı şeyleri kafasından silip atabilmelidir. Bu nedenle aynı aşk temasında olduğu gibi karşınızda bir eşinizin olması gerekir.

Bu satırları neden yazdım peki? Aslında cevap basit. Tüm bu satırları yazmamın tek bir sorumlusu var, o da elbette ki Stefan Zweig'in kaleme almış olduğu Satranç isimli kitabı...

Adını bir süredir duymuş olmama rağmen açıkçası elimde okunmayı bekleyen kitaplar oldukça fazla olduğundan, bir türlü okumak adına fırsat bulamamıştım. Ta ki arkadaşımın bende var demesine kadar...

Dayanamadım ve tahmin edeceğiniz gibi arkadaşımdan alıp, bir solukta okumaya başladım. Yetmedi, bir daha okudum. Çünkü kafamda eksik kalan taşların yerli yerine oturması gerekiyordu.

Dolayısıyla ustaca yazılan bir kitabı bu kadar çabuk elimden bırakmak istemedim. Stefan Zweig'in Brezilya'da sürgündeyken yazdığı ve 1942 yılının soğuk bir Şubat ayında gerçekleştirdiği intiharından birkaç ay önce tamamladığı Satranç, bir nevi Avrupa kültürünün nasyonal sosyalist tehlike altında yok oluşuna işaret ettiği döneme parmak basıyor.

Satranç, rastlantı sonucu eline geçirdiği bir kitapla satrancın inceliklerini öğrenerek, bu oyunu bir tutkuya dönüştüren ve giderek bu tutkusu yüzünden beyin hummasına yakalanan Dr. B'nin öyküsüdür aslında... Zeka işi bir oyundan ziyade derinlerde bir yerde bir veda mektubudur da oysa...

Avrupa kültürüne elveda derken, yaşama da veda etmeyi seçen Zweig'ın son yapıtı olan Satranç, gerilimli kurgusu ve kahramanın ruhsal gelgitlerinin işlendiği dokusuyla kısa ama her bakımdan müthiş bir uzun öykü. Tavsiye eder miyim? Elbette ki... Hayata daha farklı bir pencereden bakabilmek adına mutlaka alıp, okumalısınız derim, benden söylemesi :)

Ps: Böyle bir konuya sahip kitabı beyazperde de izlemek nasıl olurdu acaba?
PS 1: Kitaba tek kelimeyle bayıldım. Keşke bu kadar kısa olmasaydı. Tadı damağımda kaldı doğrusu...

Satranç
Yazar: Stefan Zweig
81 sayfa

Kış Bahçesi...

Yaşları birbirinden farklı 3 kadın ve bir aile içerisinde meydana gelen 3 farklı hayat hikayesi... Anya, Meredith ve Nina! Başka bir deyişle anne ve kızları arasında gelişen sevgiden uzak, oldukça seviyeli bir ilişki silsilesi. Sır da o noktada saklı ya zaten...

Buz mavisi tonlarındaki kitabın kapak tasarımında ilk etapta, dallarına kar yağmış bir ağaca konan uçuk pembe renkteki güzel bir kelebeğin siluetiyle karşı karşıya kalıyoruz. İkinci aşamada gözümüze çarpan unsur ise hikayenin asıl kahramanları olan o 3 kadının arkası dönük sureti olarak beliriveriyor hafızamızın gizli kalmış dehlizlerinde...

Pegasus Yayınları'ndan çıkan ve çok satan Ateşböceği Yolu kitabının yazarı Kristin Hannah'ın ikinci kitabı olan "Kış Bahçesi", bir anne ile kızları arasındaki karmaşık bağlara, geçmiş ve gelecek arasındaki yıkılmaz bağa dair sürükleyici, yürek sızlatacak kadar etkileyiciliğe sahip, güzel bir roman niteliğinde...

Bazen annenin geçmişine bir kapı araladığında, kendi geleceğini bulursun! Meredith ve Nina Whitson birbirine taban tabana zıt karakterlerdeki kız kardeşlerdir. Biri evde kalıp, çocuklarına bakmış ve aile işinin başına geçmiştir. Diğeri ise hayallerinin peşinden gidip, dünyayı gezmiş ve ünlü bir foto muhabiri olmuştur.

Ancak sevgili babaları hastalandığında bu birbirine yabancı iki kadın, kendilerini yine bir arada, şimdi bile kızlarına herhangi bir avuntu vermeyen, aşırı mesafeli anneleri Anya'nın yanında bulacaktır.

Anneleriyle kızlarının arasında ise tek bir bağ vardır. O da çocukluklarında bazı geceler kızlarına anlattığı bir Rus masalından ibarettir. Ölüm döşeğindeki babalarınınsa, hayatındaki kadınlardan son bir arzusu vardır. Anya tarafından masal son bir kez anlatılacaktır, hem de sonuna kadar...

Elbette iki kızkardeşin duyduğu bu masal, daha önce duydukları hiçbir şeye benzememektedir. 60 yıldan uzun bir zamanı kapsayan, savaş mağduru Leningrad'da (şu an ki adıyla St. Petersburg) başlayıp, günümüz Alaska'sına kadar uzanan, sürükleyici ve gizemli bir aşk hikayesine doğru uzun bir yolculuğa çıkarlar, bu masalla birlikte. Dolayısıyla bizde onların çıktıkları bu yolculuğa büyük bir keyifle eşlik ederiz.

İlk sayfasından son sayfasına kadar, her bir satırıyla sizi adeta büyüleyecek olan Kış Bahçesi, hem epik bir aşk hikayesi, hem de yaşamları kesişen kadınların detaylı bir portresi olması bakımından nadir bulunan bir eser olmuş doğrusu.

Bir masalın ışığında geçmişe uzanan, yer yer iç acıtan, masalla gerçeğin birleştiği yerde insanı şok eden bir dramın içinize buz gibi işleyip, yer etmesini arzu ediyorsanız eğer Kristin Hannah'ın bu kitabını mutlaka alıp, okuyun derim.

Kış Bahçesi
Yazar: Kristin Hannah
512 Sayfa

İşte Kazanan Talihlilerimiz...

Hatırlayacağınız üzere izlenimlerin derinliği üzerinden şubat ayı kapsamında hediye olarak bir şanslı kişiye Melek ajandası, bir şanslı kişiye ise Meleklerle Yaşamak isimli kitapları hediye edeceğimi duyurmuştum.

Aslına bakarsanız bu çekilişi birkaç gün önce yapmam gerekiyordu ama maalesef yoğunluktan dolayı bir türlü fırsat bulup, şanslı kişilerin duyurusunu blogum üzerinden gerçekleştiremedim. Durum böyle oluncada sizleri istenmeyen nedenlerden dolayı bekletmek durumunda kaldım.

Ehhh bugün itibariyle bu duruma bir son verip, an itibariyle çekilişimi gerçekleştirmiş bulunmakta olduğumun müjdesini sizlerle çarçabuk paylaşabilirim demektir.

Kimler ne mi kazandı? İşte buyurun talihli kişilerimiz şu şekilde oldu :))

Melek Ajandası - Bihter Gördü (nam-ı değer deliırmakcadısı)
Meleklerle Yaşamak Kitabı - Burcu Balaban

Kızlar her ikinizi de tebrik ederim. Adres bilgilerinizi ebrualtin@gmail.com adresine gönderirseniz çok memnun olurum. İyi günlerde kullanmanız ve okumanız dileğiyle...