Kabuğuna Sinmiş Adam...

21:28 ebru altin 2 Comments

Yaz gelince insana nedense bir rehavet de otomatik olarak çöküveriyor ya da bu durum sadece benim için geçerli bilemiyorum doğrusu.

Yine aynı hızla okuyorsunuz ama iş sözkonusu okuduğunuz kitapları bloga yazmaya gelince aman Allah'ım bir tembellik durumları baş göstermeye başlıyor ki eyvah eyvah...

Nitekim bir kere tembellik yapmaya başladığınızda da illa ki devamı geliveriyor. Bu nedenle silkelenip, kendime gelme zamanı diyorum.

Sonrasında da klavyemi seri bir şekilde tıkırdatarak, okuduğum kitapları eski tempomu yakalamak suretiyle kaldığım yerden paylaşmaya devam ediyorum.

Sizlerle paylaşacağım bugünkü kitabı neredeyse 1 ay önce, uçağımın kalkış ve inişi arasında geçen 1 saatlik zaman dilimi içerisinde okuyup, bitirmiştim.

Rus edebiyatı deyince akla gelen ilk isimlerden biri olan Anton Çehov'un öyküleriyle birlikte uçmuştum anlayacağınız Antalya'ya...

O etkileyici diliyle anlatmış, ben de hayranlıkla okuyup, karakterlerle kendimi özdeşleştirmiştim. Zira Kabuğuna Sinmiş Adam'daki karakterler o kadar tanıdık gelmişti ki, etrafınıza bakmanız yeterli oluyordu. Dolayısıyla dertlerimizin ortak, düşmanlarımızın ise bir olduğunu görüyor ve tam da bu noktada umutlanıveriyordunuz. Kendi düzeninden başka düzen tanımayan, atın bile takmayacağı gözlükleriyle yaşayan insanların karşısında duran, tepki veren, haykıran karakterleri adeta bağrınıza basarak, gülümseyiveriyordunuz.

Anton Çehov'un büyülü dünyasına yolculuk yapmak isteyenler için Kabuğuna Sinmiş Adam, kaçırılmayacak kitaplardan birisi niteliğinde, benden söylemesi...

You Might Also Like

2 yorum :

  1. Galiba yaz aylari herkesi tenbellige itti birazcik.bir durgunluk doneminde gibi tum bloglar..oaylasimin icin tesekkurler..her kitap ismini not aliyorum..burada bulabilirsem aliyorum...

    YanıtlaSil