Bu Nasıl İş? Acayip Bir Okul Macerası

Merhaba ben Mari. 15 yaşındayım ve şişe dibi camlı gözlük takıyor olmamın dışında insanların ilgisini çektiğimi söyleyemem.

Yetmezmiş gibi olağanüstü yeteneklere sahip aile üyelerim de benim müthiş özelliklerimin önüne geçiyor.

Mesela babam... Kendisi ultra aşırı duygusal aşk romanlarıyla ünlenmiş popüler bir yazar.

Peki ya ablama ne demeli? O da beğenilen ve bir o kadar da kendini beğenmiş bir keman virtüözü, inanabiliyor musun?

Annem mi? Ah. O dünyanın en havalı annesi! Yardıma muhtaçlara el uzatan bir iyilik meleği ama ben ailenin en zayıf halkasıyım ve bunu kesinlikle değiştirmem gerek.

Annem, hayır işleri için altı aylığına Mozambik'e gideceği için günlük tutmaya karar verdim. Durun bir dakika! Siz bu satırları okuduğunuza göre ölmüş ya da acayip ünlü olmuş olabilir miyim? Huhu - yaşasın!

Her neyse... Bir yıldır okulun seçkinler sınıfına gidiyorum. Ama sınıf arkadaşlarım dahiliğimin pek de farkındaymış gibi durmuyorlar! İleride bir gün müthiş bir ressam (evet doğru bildiniz, çizmek benim en büyük tutkum! ya da yaratıcı bir kuaför olduğumda benim gibi olağanüstü yetenekli, hitabı kuvvetli, tutumlu ve yardımsever biriyle arkadaş olma fırsatını teptikleri için çok üzülecekler. Boşverin, ben de hiçbirini Nobel ödülü törenime çağırmam, olur biter!

Seçkinler sınıfına kabul edilmem herkesi hatta ailemi bile şaşırtmış olsa da kimse umurumda değil. Hele sürekli dahiyane fikirler peşinde koşturan sınıf arkadaşlarımın durmadan benimle uğraşmalarını hiç ama hiç takmıyorum. Peki, tamam. Bütün bunları azıcık umursuyorum. Off, itirar ediyorum. Aslında herkes beni deli ediyor! Eğer arkadaşların en mükemmeli kopyacı olmasaydı çoktan bir köşeye çekilip, içim çıkana kadar ağlamıştım bile. Bir şekilde bu kendini beğenmiş ukala bozuntularına günlerini göstereceğiz. Her ne olursa olsun, tüm önyargılara rağmen sınıfı beraber bitireceğiz.

Biz kimiz?
Yenilmeziz!

Şimdi plan yapma zamanı! Mesela yakında bir okul gezisi var. Hazırladığım listeye siz de bir göz atsanıza;

1. Benimle dalga geçen Alina'ya hiç unutmayacağı bir ders vermek.
2. Iulius'un bana olan ilgisinin nedenini öğrenmek
3. Çok ama çok eğlenmek

Dostluğun gücü neymiş, herkes görecek!

Almanya doğumlu genç yazar ve çizer Olivia Vieweg'in günlük şeklinde yazıp, resimlediği bu kitap, macera ve eğlencenin iç içe geçtiği öyküsüyle gençlere harika bir okuma deneyimi sunuyor. Onbeş yaşındaki bir kızın okul ve aile yaşantısına göz kırpan bu matrak günlük, sıra dışı çizimleri ve gerçekçi ayrıntılarıyla okurlar arasında adeta bağımlılık yaratıyor.


İşte Benim Hikayem!


Hikaye yazmak istiyor ama nereden başlayacağını bilmiyor musun? Zihnin fikirlerle dolup taşsa da masanın başına geçince bunları nasıl yazıya dökeceğin konusunda endişeli misin? Büyük bit heyecanla hikayeni yazmaya başlayıp sonra bir noktada tıkanıyor musun? İşte o zaman bu kitap tam sana göre!

Yazmak için sadece hayal gücüne sahip olmak yetmez. Harika bir fikri olağanüstü bir hikayeye dönüştürebilmek için izlemen gereken bazı önemli adımlar var. Görülmemiş girişlere, görkemli gelişmelere ve süper sonlara imza atarak belki de hayatının en güzel hikayesini yazabilirsin.

Simon Cheshire'ın yazmak isteyen ya da yazı konusunda kendisini geliştirmeyi amaçlayan okurlar için özel olarak hazırladığı bu kapsamlı kitap, türünün en iyi örneklerinden olup zevkli alıştırmalar ve renkli görseller eşliğinde kurmacanın doğasını anlatıyor. Kitabı eline alan her yaştan okurun içindeki gizli yazarı uyandırmayı hedefleyen Benim Hikayem, aynı zamanda öğretmenlerin sınıf içi çalışmalarında da kullanabilecekleri bir el kitabı niteliği taşıyor.

İlham verici ve yol gösterici öneriler, iyi bir kurgu, cancanlı karakterler ve yaratıcı hikayeler için pek çok fikir Benim Hikayem'de genç yazar adaylarını bekliyor.

Benim Hikayem, tanınan bir yazar olman için sana yardımcı olacak ilham verici fikirlerle dolup taşıyor. Havada uçuşup duran bu fikir balonlarından birkaçını yakalamaya ne dersin?

Haydi o zaman!

Şimdi kaleme sarılıp hayalindeki hikayeyi kağıda dökme vakti. Ne duruyorsun, bunca zamandır başkalarının hikayelerini okuduğun yeter. Artık yazma sırası sende!


Ekşilina'nın hayret verici maceraları...

Evvel zaman içinde, "Yaşam bir tavakekidir" demiş bir Peynir Generali. Bazen tuzlu bazense tatlı. Oysa asıl önemli olan, tadı nasıl olursa olsun bu tavakekinin değerini bilmekmiş aslında...

Muhalif kişiliğiyle tanınan 12 yaşındaki Ekşilina'nın dünyası bir anda başına yıkılır. Eksimistan adını verdiği dört odalı evlerinde, seksen dört saksı bitkisi ile mutlu bir yaşan sürdüren Eksilina'nın annesi ve babası ayrılıyordur. Kahramanımız, dünyanın en uzun kahvaltı sofralarının kurulduğu, her masanın altında günün birinde ünlü olacak genç bir sanatçının gizli resimlerinin keşfedilmeyi beklediği bu evden yani krallığından ayrılmak zorundadır.

Hanginiz kurulu düzeninden, alıştığı hayattan ve sevdiği ortamdan ayrılmak ister ki? Şehrin diğer ucunda mini minnacık plastik bir eve taşınmak, tuhaf bir okula kaydolmak veya sinir bozucu sınıf arkadaşlarıyla aynı havayı solumak kimin umurunda! Ekşilina, tüm bunların üstesinden gelip, ait olduğu yere, yani Ekşimistan'a geri dönüp krallığını yeniden fethetmeye karar verdi bir kere...

Alman Gençlik Edebiyatı Ödüllü yazar Finn - Ole Heinrich ile çizer Ran Flygenring'in ince bir mizahi üslupla hayat verdikleri Ekşilina - Yıkık Dökük Krallığım, çekirdek aile yaşantısındaki ani değişiklikler, duygularla başa çıkma, ayrılık ve hastalık gibi çocuklar üzerinde derin izler bırakan hassas konuları ustalıkla ele alan çarpıcı bir kitap.

Ekşilina'nın hayret verici maceralarının ilkinde, dostumuzun yıkık dökük krallığına geri kavuşmasını izlerken okurken) dumanı üzerinde tüten koca bir kupa dolusu sıcak çikolata içmeye ne dersiniz?

Siz hiç kütüphanede bir aslan gördünüz mü?

Günlerden bir gün kütüphaneye bir aslan gelir. Koca cüssesiyle etrafta salınıp, kitap koridorları arasında kaybolduktan sonra okuma köşesindeki minderlerin üzerinde uyuyakalır. Başta görevliler olmak üzere herkes biraz şaşırsa da kimse ne yapması gerektiğini bilemez. Çünkü kütüphane kuralları arasında aslanlarla ilgili hiçbir madde yoktur.

Kısa sürede kütüphaneyi benimseyen ve ortama ayak uyduran aslan, çalışanların işlerini kolaylaştırmakla kalmayıp, kütüphaneyi ziyaret eden çocukların da sevgisini kazanır. Günler geçtikçe kütüphanenin maskotuna dönüşen sevimli aslan hiç usanmadan kütüphaneye gelmeye devam eder. Taa ki karşılaştığı kötü bir olay nedeniyle kütüphane kurallarını ihlal etmek zorunda kalana kadar.

Amerikalı yazar Michelle Knudsen, kütüphaneye bir aslan sokarak küçük okurları kütüphaneyle, oradaki kitaplarla ve kütüphanede bulunmanın gerektirdiği kurallarla eğlenceli bir şekilde tanıştırırken, Kevin Hawkes ise göz alıcı resimleriyle bu büyüleyici ortamı çocukların hayallerinde daha iyi resmetmelerini sağlıyor.

Yaşı kaç olursa olsun, herkesin yüzünde sıcacık bir gülümseme bırakan Kütüphanedeki Aslan, insana okuma sevgisi aşılayan mucizevi kitaplardan...


Dedemin Uçan Dairesi

Bamya anıtı ile Lahana anıtını duymuş muydunuz? Peki ya canlı bir çim biçme makinesi görmüş müydünüz hiç? Sizin de tonton bir dedeniz varsa eğer emin olun yalnız bunları görüp öğrenmekle kalmaz, uçan daire bile yaparsınız bir gün.

Bizim Cenk'in dedesi bir alem. Gün geliyor kah herkesin akıl danıştığı bir bilgeye, kah içi içine sığmayan şakacı bir çocuğa dönüşüveriyor. Bakmayın siz onun köyde sakin bir yaşam sürüp mısır, buğdağ, domates ektiğine. Elinden gelse aya merdiven dayayıp yıldızlara tırmanacak kadar hayalperest biri o aslında. Bir bakmışsınız atık malzemelerden bir tarihi eser yapmış, bir bakmışsınız altın kavun ektikleri tarlada korkuluk olmuş.

Cenk'in geç yaşta arkeolojiye merak saran babaannesi de dedesini aratmayacak kadar muzip biri. İnsan sıcacık evini, mis gibi tarlasını bırakıp, binlerce yıl öncesinden kalma kap kaçak peşine düşer mi hiç? Sahi, Cenk büyüyünce ne olsa acaba? Gerçi rüyalarında sürekli bir meslekten ötekine konuyor ama aklı bir hayli karışık son zamanlarda. Acaba amcası gibi "Dünya kazan ben kepçe" deyip farklı ülkelerde iş peşinde mi koştursa, yoksa deneyimli bir etnolog veya korkusuz bir kaptan mı olsa?

İnsanın hayalleri ve başarma inancı olduktan sonra üstesinden gelemeyeceği iş yok kuşkusuz. Eh bir de eğer Cenk'inki kadar muzip mucit bir dedesi varsa değmeyin keyfine!

Yaratıcı kalemiyle edebiyatseverleri şaşırtmayı seven ödüllü yazar Koray Avcı Çakman, Dedemin Uçan Dairesi adlı öykü kitabında sıradışı yetişkinlerle meraklı çocukları farklı ortamlarda buluşturarak, meslek seçimi ve kırsal - kentsel yaşam üzerine düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor okurlarını...