Aklını En İyi Şekilde Kullan!

Beyninizin uyuyan bir dev olduğunu biliyor muydunuz?
Ee tabii ki biliyorsunuz, benimki de laf işte...
Hemen her gün gazetelerin sağlık sayfalarında beyinle ilgili haberlere veya bir şekilde İsveçli bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göz atıyorsanız eğer beyninizin uyuyan bir dev olduğunu da biliyorsunuzdur.
Nitekim Tony Buzan'ın da dediği gibi "Beyniniz uyuyan bir dev gibidir!"

Peki kimdir bu Tony Buzan derseniz hemen söyleyeyim.
Psikolog, eğitimci ve şair olan Tony Buzan'ın adını açıkçası daha öncesinde ben de sizin gibi duymamıştım. Ta ki geçtiğimiz güne kadar!

Aslında kitabevine gitme amacım aklımda olan başka bir kitabı almak içindi. Aradığım kitabı bulamayıp da kitaplar arasında dolaşmaya başladığım sırada karşılaşmıştık Tony Buzan'la!
Bir köşede eğri büğrü durmuş, adeta birisinin kendisiyle ilgilenmesini bekler gibi bir hali vardı.
Üzerinde de söylemesi ayıp en sevdiğim renklerden birisi olan Fuşya tonlarında bir kapak bulunuyordu.

Üzerinde de aynen şu yazıyordu.
Aklını En İyi Şekilde Kullan!
Bir an için bu bana ilahi bir mesaj mı acaba diye düşünmeden edemesem de elim bir an da kitaba doğru uzanıvermişti işte.

İç sesim gayet etkileyici bir başlık yorumlarıyla beni gaza getirmeye çalışırken, içimdeki bir başka ses de acaba ne anlatıyor diyordu.
Bir insan aklını en iyi şekilde nasıl kullanabilirmiş bir bakalım dediğim an da o da ne! Elime almamla kitabın ilk 15 sayfasını geride bırakıvermiştim birkaç dakika içinde. Sonrası malum!

Bir kitap, daha kasadan geçmeden ilk 15 sayfasını bana geride bıraktırıyorsa sınavı çoktan geçmiş demektir zaten. Dolayısıyla hiç aklımda olmayan bir kitapla yani Tony Buzan'la böylece kitabevinden ayrılmış oldum.

Hayret verici bilgilerle bezeli olan bu kitap, beynin sağ ve sol yanının yanısıra beynin alt ve üst kısımlarına, hızlı okuma ve not tutma tekniklerinden de özel hafıza sistemlerine kadar örneklerle birlikte oldukça kapsamlı bilgilere yer veriyor.

Tüm bu bilgilerin yanısıra beyninizin en çok ne tarafını kullandığını öğrenmenizde cabası tabii.
Matematik, dil, mantık, irdelemek, yazmak gibi faaliyetler sırasında beynin sol tarafı kullanılırken, hayal gücü, renk, müzik, ahenk ve hayal kurmak gibi yetiler içinde beynin sağ tarafını kullanıyormuşuz.

Sizi bilemem ama ben sağ tarafı sanırım çok daha fazla kullanıyorum. Tabii sözkonusu gündelik yaşam ve iş olunca devreye direkt olarak sol taraf giriyor ki, ehh bundan alası can ve akıl sağlığı diyelim.

Aklını En İyi Şekilde Kullan beynindeki uyuyan devi uyandırıp, daha etkili düşünmek, öğrenmek, okumak ve ezberlemek için vazgeçilmez bir rehber niteliğinde, benden söylemesi...

Unutmadan sahi siz beyninizin en çok ne tarafını kullanıyorsunuz?



Gazetelerin Kitap Ekleri Hangi Günlerde Veriliyor, Biliyor musunuz?

Düşünüyorum da kitapkurdu olduğunu iddia edip, gazetelerin kitap eklerini takip etmeyen kaç kişidir acaba?

Açıkçası yoktur gibime geliyor. (Yada iç sesim bunu duymak istiyor, bilmiyorum.)
Ama yine de bilemem tabii ki...
Peki sözkonusu kitap ekleri benim için ne anlama geliyor dersek hemen söyleyeyim.
Her ne kadar klişe gibi dursa da keyif ve mutluluğun iç içe geçmiş hali gibi geliyor nedense.
İsmin yalın hali gibi...
Duru ve berrak!
Bir o kadar da katışıksız, saf...
Dolayısıyla farklı farklı kaynakların kitap ekleri beni anlıkta olsa bambaşka diyarlara doğru yola çıkarabiliyor.
Her seferinde listeme eklenen bir, iki, üç, yok yok en az beş kitabın olması da cabası tabii...
Peki hangi gazete hangi gün kitap ekini çıkartıyor, biliyor musunuz?
Bilmeyenler için minik bir derleme yaptım.
İşte sözkonusu gazeteler ve hazırlamış oldukları kitap eklerinin sizlerle buluşma aralıkları!

Aydınlık Kitap Eki - Her hafta Cuma günü

Akşam Kitap Eki - Her ayın ikinci haftası Cuma günü

Birgün Kitap Eki - İki haftada bir Cumartesi günü

Cumhuriyet Kitap Eki - Her hafta Perşembe günü

Milliyet Kitap Eki - Her ayın ikinci haftası Çarşamba günü

Radikal Kitap Eki - Her Cuma günü

Sabah Kitap Eki - Her ayın üçüncü haftası Cuma günü

Star Kitap Eki - Her ayın ilk Perşembe günü

SoL Kitap Eki - Her Çarşamba günü

Taraf Kitap Eki - Her ayın ilk haftası Cuma günü

Vatan Kitap Eki - Her ayın 15'inde

Yeni Şafak Kitap Eki - Her ayın ikinci haftası Çarşamba günü

Zaman Kitap Eki - Her ayın ilk Pazartesi günü

PS: Bu arada sizin favori kitap ekiniz hangisi, paylaşırsanız sevinirim...

Dikkat! Kitap Hırsızı Var...

Bugüne kadar sırf isminin büyüsüne kapılarak aldığınız bir kitap olmuş muydu?

Sizi bilmem ama benim vereceğim cevap az çok belli!
Fazla da düşünmeye gerek yok. Çünkü cevabım gayet açık. "Evet, olmuştu. Hem de defalarca..."

Bu sonu gelmez almaların sonuncusunu ise son zamanlarda hemen herkesin elinde görüp, "Aa bu kitap, bu kadar popüler miymiş?" dediğim "Kitap Hırsızı" oluşturmuştu.

Bir editör olarak söylemeliyim ki bu kitabı almamın temel nedeninde ismine vurulmuş olmam yatıyor.
Çünkü daha öncesinde kitaba dair en küçük bir şey dahi okumamış ve alakasız bir kitap arayışındayken sürpriz bir şekilde gözüme ilişen ve dükkandan çıktığım halde içimdeki sese kulak verip, dönüp aldığım kitaplardan birisi olmuştu da ondan...

Hemen herkes kelimelerin büyüsüne kapılır ama biz editörler adeta dans edeceğimiz bir kavalye bulmuşçasına o kelimelerin etrafında dört dönmekten büyük bir keyif alırız. O anda kelimelerin çekim gücü, bizi şimdiki zamandan alır ve gelecek zamanda bilinmedik bir yere doğru götürüverir. Ayaklarımız an gelir yerden kesilir, an gelir yere en sağlamından basar. Ancak gidilen yol nasıl olursa olsun, özel bir ilişki yaşarız o kelimelerle, ötesi yok!

Martin Zusak'ın kaleme aldığı ve yakın zamanda filmi de çekilecek olan Kitap Hırsızı'nda 2. Dünya Savaşı yıllarında Nazi Almanyası'nda yaşayan küçük Liesel'in tüm olumsuzluklara rağmen vazgeçmediği okuma aşkı anlatılıyor. Hem de bir ölüm meleği tarafından! Ancak ölüm meleği deyince korkmayın hemen! Zira bu ölüm meleği bizim bildiğimizden epeyce farklı özellikle sahip. Bir kere herşeyden önemlisi nazik ve son derece düşünceli. Duygusallığı da cabası... Ancak ne var ki saydığım tüm bu olumlu özellikler onun görevini yerine getirmesine engel değil. Çünkü zamanı gelince herkes bir şekilde ölür.

Kahramanımız Kitap Hırsızı nam-ı değer Liesel Meminger. Nazi Almanyası'nda yaşayan on'lu yaşlarında bir kız çocuğu. Daha on'lu yaşlarında olmuş olmasına rağmen ölümün sıcak nefesini çok yakınında hisseden bir çocuk aynı zamanda. Annesi tarafından başka bir aileye verilirken erkek kardeşinin ölümüne şahit olan ve bunu yıllarca rüyasında yaşayan bir kız aynı zamanda o...

Liesel ve annesi isimsiz bir kasabada defnederler küçük kardeşini. Tam mezarlıktan çıkarken de hayatını değiştirecek kitabı, karların arasında buluverir Liesel. Mezar Kazıcısının El Kitabı! Daha okuma yazma bilmemesine rağmen, onu karnı açken dahi bir kitap çalmaya sevk edecek okuma aşkı da böylece başlamış olur.Ve bundan sonrasında çanlar Liesel için çalmaya başlar.

Sonrası mı?

Sonrası ise etkileyici bir macera olarak okuyucuya geri döner.

O büyünün bozulmaması için yorumu burada keserek, sizi kitapla başbaşa bırakıyorum. Tabii başbaşa bırakmadan önce beni derinden etkileyen bir cümleyle de bir sonraki posta kadar görüşmek üzere demeden de edemiyorum hani...

"Ağız dolusu gülümseyebiliyorsanız eğer, gözlere ihtiyacınız yok demektir."

Şefin Önerisi: Kitabınızı Okuduktan Sonra Yiyebilirsiniz, Afiyet Olsun!



Biz kitap kurtlarının mutlak payda da karşılaştıkları yegane cümle nedir diye sorsam herhalde büyük bir çoğunluk "N'apıyorsun, yiyor musun onca sayfayı?" cevabını verir.
Tabii bu cevap alternatifine yeni kalıplarda illa ki eklenecektir.
Ama izninizle ben bu soru kalıbı üzerinden bugünkü yazımı kurgulamak istiyorum. 
Evet, söyle bakalım. 
"N'apıyorsun, yiyor musun onca sayfayı?"
Açıkçası bu soru kalıbıyla her karşılaştığımda içimden çoğu kez "Evet yiyorum, sen de ister misin?" ifadesini kullanmak geçse de, susup gülümsemeyi tercih ediyorum. 
O an da biraz dalgacı, biraz da muzip bir gülümseme oturuveriyor yüzüme...
Nedenini düşünmeye gerek dahi yok.
Çünkü bu kalıp hayatımda duyduğum en saçma ve gereksiz cümlelerden birisi!
Aslında bu "birisi" kelimesini "birisiyle" değiştirsem daha doğru olacak sanırım.
Nedeni malum!
Tezim The Real Cookbook kitabıyla birlikte yerle bir oldu da, onun için...
Evet, evet yanlış duymadınız.
Tezim yenilebilir bir kitapla yerle bir oldu. Rezalet!
Alman tasarım firması Korefe, dünyanın ilk yenilebilir kitabını üreterek adına da The Real Cookbook ismini verdi.
Hepimizin gözü aydın. Artık yenilebilir bir kitabımız olacak :)
Bu eğlenceli ve yenilikçi kitap tasarımının makarna hamurundan yapılmış sayfaları, adım adım lazanya yapmak için size yol gösterirken her yaprağını da yemek malzemesi olarak kullanabilme imkanını size sunuveriyor. Ehh artık fırsat ayağınıza kadar gelmişken mutfağa girip, hünerlerinizi gösterirsiniz değil mi :))
Mutfak ve sanat kitapları konusunda uzman yayınevi Gerstenberg Publishing House için özel olarak tasarlanan kitap, umarım bizim yayınevlerine de ilham kaynağı oluşturur. 
Yalnız özel bir rica. Ola ki bu yaratıcı fikirden yola çıkarak siz de birşeyler yapmayı planlarsanız lütfen fiyatını fahiş oranlarda tutmayın. Bize de yazık, o kadar kitaba ne can ne de para dayanmıyor artık :))
Kaynak: www.psfk.com


İşte o meşhur yenilebilir kitaba dair görseller...







Romanlardan Uyarlanan Yemek Masamıza Buyurmaz mıydınız?

Evet, evet yanlış duymadınız!
Romanlardan Uyarlanan Yemek Masamıza Buyurmaz mıydınız, dedim :)
Eğer ki böyle bir yemek daveti kaçmaz diyenlerdenseniz ve hafiften midenizden de sesler gelmeye başladıysa Dinah Fired'in romanlarda geçen yemeklerden esinlenerek çektiği fotoğraf serisine buyruns :))
Şimdiden afiyet olsun...

Çavdar Tarlasında Çocuklar 


Oliver Twist

Alice Harikalar Diyarında

Moby Dick