The Rite: Ayin

13:21 ebru altin 2 Comments

Malum korku / gerilim türünde herhangi bir film izlenirken ortamı o atmosfere uygun hale getirmek adettendir. Işıklar kapatılır, ortam olabildiğince karartılır, patlamış mısırlar yanınızdaki yerini alır. Eh filmin başlatılmasına herhangi bir mani kalmamıştır artık.
Yanınızda sevgiliniz, eşiniz, dostunuz, aile bireylerinden herhangi birisi varsa cesaretinizde olabildiğince tavan yapar. Fakatt bu saydığım kişilerden o an için bir tanesi bile yanınızda değilse o zaman seyreyleyin cümbüşü...

İşte bu ikinci kategoriye daha yakın olduğum geçtiğimiz günlerde adını birkaç arkadaşımdan duyduğum, The Rite/Ayin filmi için kolları sıvadım ve gerekli hazırlıklarımı yapıp, bilgisayarın başına geçtim.
Koltuğa yayıldıkça yayıldım. Ama sahneler akıp gittikçe koltukta kayboldum. Sindim, tırstım, pustum resmen! Hele ki filmin ilk  10 dakikasında var olan sekans geçişlerinde mide bulantısını o duygu geçişlerine eklemeyi de başardım ya, daha ne olsun :) Huzurluyum, mutluyum desemde inanmayın, kaldığım yerden filme devam ediyorum.
The Rite/Ayin, Şeytan'ın Dünya üzerindeki en kutsal yerlere bile ulaşabildiğini ortaya çıkaran doğaüstü bir gerilim.

Gerçek olaylardan esinlenen film, çok tartışılan şeytan çıkarma uygulaması ve kendi inancı hakkında şüphe duymasına rağmen şeytan çıkarma ayinlerini incelemesi için Vatikan'a gönderilen ilahiyat fakültesi öğrencisi Michael Kovak'ın öyküsünü anlatıyor. Şüpheciliğini bir zırh gibi kuşatan Michael, ele geçirilme vakalarının ardında iblisleri değil, psikiyatrik öğeleri aramaları konusunda üstlerine meydan okuyor.
Ancak alışılmışın dışında yöntemler uygulaması ve yaptığı binlerce şeytan çıkarma ayini ile tanınan Peder Lucas'ın yanına gönderildiğinde, Michael'ın zırhı da yavaş yavaş çatlamaya başlıyor. Kovak, Peder Lucas'ın bile becerilerinin yetersiz kaldığı bir vakaya karıştığında ise açıklayamadığı ve inandığı herşeyi sorgulamasına neden olacak kadar şiddetli ve bir o kadar da korkutucu kötülükle karşı karşıya kalıyor...

Yönetmenliğini Mikael Hafström'ün yaptığı The Rite/ Ayin'in öyküsü, Roma'da yaşayan bir gazeteci olan ve Vatikan'ın 2007 yılında şeytan çıkarma ayinini yeniden tanıyacağını ve dünya çapındaki her piskoposluk bölgesine bir şeytan çıkarma görevlisi atayacağını açıklamasından ilham alan Matt Baglio'nun kitap önerisi olarak her ne kadar başlasa da, sonuç beyazperdeye yansıtılmasıyla da devam etti.

Anthony Hopkins, Colin O'Donoghue, Alice Braga, Toby Jones, Ciaran Hinds ve Ruther Hauer'in yer aldığı The Rite/Ayin filmi, doğrusu son zamanlarda izlediğim en sağlam gerilim filmlerinden birisiydi. Bu türe özel ilgisi olanlara duyurulur...

Hamiş: Filmle ilgili biraz araştırma yaparken şöyle bir bilgiye rastladım. Sözkonusu filmde, danışman olarak görev yapan Peder Gary, -ki kendisi aynı zamanda Kuzey Kalifornia'da papaz ve şeytan çıkarma uzmanıymış- Şeytan çıkarma ayininin 1614 yılından beri yapıldığını ancak yine de birçok piskopos ve rahibin şeytanla ilgili olması dışında bir şeytan çıkarma ayininde neler olacağını bilmediklerini söylemiş.

2 yorum :

Onun Adıdır: Ölümsüz Aşk...

10:35 ebru altin 0 Comments

Kasımda aşk başkadır.
Çünkü kasım, "ölümsüz bir aşk" ı anlatır. ~10 Kasım 1938


0 yorum :

NaNoWriMo için meraklı bekleyiş...

14:59 ebru altin 0 Comments

ABD'de ulusal bir etkinlik olarak başlatılan ve kısa sürede uluslararası boyut kazanan NaNoWriMo yazma heveslilerini keyifli ve zorlu bir deneyime davet ediyor.

Dünyanın dört bir yanından katılımcılar, Kasım ayı boyunca yaklaşık 175 sayfalık çalışmalarını tamamlayıp, etkinliğin internet sitesine yüklemeyi hedefliyor.

Ay boyunca birbirleriyle iletişime geçip, fikir alışverişinde de bulunabilecek katılımcıların romanlarına son noktayı 30 Kasım'da koyması gerekiyor.

Etkinlik sayesinde birbirini tanımayan pek çok yazar adayı yazmanın keyifli ve zorlu yanlarını aynı anda deneyimliyor ve bu paylaşımın yazar adaylarına cesaret verdiği düşünülüyor.

NaNoWriMo, 1999 yılında 21 katılımcıyla başlamış, geçen yıl katılımcı sayısının 250 bini aştığı bildirilmişti.

AA (2 Ekim 2012)

Hamiş: Biz de böyle bir uygulama olsa ne güzel olur değil mi? Belki de benim bilmediğim böyle bir uygulama vardır, kimbilir...

0 yorum :

Romanların İnsan Beyni Üzerindeki Etkileri...

12:52 ebru altin 10 Comments

Büyük bir keyifle, hemen her sabah düzenli olarak takip etmeye çalıştığım edebiyathaber'de bu sabah ilgimi fazlasıyla çeken bir haberle karşılaştım.

Haber, "İnsan Beynini Etkileyen 10 Roman" başlığını taşıyordu. İçinde roman sözcüğünü görür görmez tahmin edeceğiniz üzere daha da dikkat kesilip, haberi okumaya başladım.

Haberde, edebiyatın iyileştirici niteliğinden yola çıkan bir grup bilim insanının, nitelikli romanların insan beynini geliştirip keskinleştirdiğini, sosyal bağları güçlendirerek, kişiliği değiştirdiğini ve ilişki kurmayı da kolaylaştırdığına dair kesitlere yer veriyordu.

Toronto Üniversitesi Öğretim Üyesi Psikiyatr Keith Oatley ve Ingrid Wickelgren tarafından Scientific American'da yazılan makaleye göre; roman kahramanlarıyla özdeşleşmek hayal dünyasını zenginleştirirken, sosyal bağları da güçlendiriyormuş.

Açıkçası kitap okumanın hayal dünyasını zenginleştirdiğini hemen hepimiz zaten biliyoruz. Ancak bunun sosyal bağ kısmını sanırım tahmin edenimiz pek yoktur gibime geliyor.

Dolayısıyla nitelikli bir roman bu etkileriyle insan beynini keskinleştirirken, insan davranışlarına dair de bilgiler veriyormuş. Bu iki bilim insanının, insan beynini en fazla geliştiren 10 romana dair yaptıkları çalışma soucunda hazırladıkları liste ise şu şekildeymiş arkadaşlar...

1. Genç Werther'in Acıları / Johann von Goethe
2. Aşk ve Gurur / Jane Austen
3. Kırmızı Leke / Nathaniel Hawthorne
4. Madam Bovary / Gustave Flaubert
5. Middlemarch / George Eliot
6. Anna Karenina / Leo Tolstoy
7. Bayan Dalloway / Virginia Woolf
8. Sevgili / Toni Morrison
9. Utanç / J.M Coetzee
10. Gönülsüz Kötendinci / Muhsin Hamid

Liste görüldüğü üzere bu şekilde... Hafızamın dehlizlerine inip hangilerini okumuşum, hangilerini okumamışım diye değerlendirmeye çalışırken, bu listeden okuduklarımın yalnızca 3 tane olduğunu görüyorum. Okumadığım diğer 7 kitabı da biran önce temin edip, okusam iyi olacak. Araştırmaya konu olmuşlarsa vardır bir bilinen ne de olsa, değil mi ama :)

Siz bu listeden hangilerini okudunuz peki? Yazın, haber üzerine de konuşalım, tartışalım. Size göre gerçekten bir roman insan beynini olumlu anlamda etkileyebilir mi, etkileyemez mi? Etkilerse de eğer size göre bunun etki oranı ne kadar devam eder?

10 yorum :

James Bond İzlemek Bir Ayrıcalıktır...

14:27 ebru altin 5 Comments


 O, bir James Bond...
Yakışıklı, son derece zeki, çevik, birbirinden sürükleyici maceralarıyla binlerce kişinin ilgisini bir anda üzerine çekmeyi başaran eşsiz bir yetenek! 7'den 70'e hemen herkes 007 denildiğinde aslında sözün bir şekilde James Bond'a geleceğini çok iyi bilir.

James Bond 007, bilindiği üzere Ian Fleming tarafından yıllar önce yaratılan hayali bir İngiliz ajan karakteridir. Nitekim Fleming, 1964 yılında ölünceye kadar bu karakter etrafında birçok roman ve küçük hikayeler yazmayı sürdürmüştür. Ancak, böylesi bir karakterin yaratılmasında büyük emeği olan Fleming'in hayata gözlerini yummasıyla birlikte, bayrağı da başkaları taşımak durumunda kalmıştır.

Dolayısıyla ilerleyen süreçte kaleme alınan James Bond hikayeleri, Kingley Amis, John Pearson, John Gardner, Raymond Benson ve Charlie Higson tarafından yazılmıştır. Christopher Wood ise eski romanları kullanarak iki senaryo daha ortaya çıkarmıştır.

Sean Connery, George Lazenby, Roger Moore, Timothy Dalton, Pierce Brosnan ve Daniel Craig olmak üzere bu zamana kadar James Bond serisinde toplamda 6 adet aktör rol almıştır.

1962'den günümüze kadar ki olan süreçte, çeşitli macera ve olayların içerisinden kolaylıkla kendini kurtarabildiğine şahit olduğumuz James Bond'u şu aralar 25. kez beyazperdenin o büyülü dünyasında büyük bir hayranlıkla izlemeye devam edeceğiz.

Serinin 25. filmi Skyfall'ı izlemeden önce, James Bond'un bugüne kadar olan maceralarına gelin birlikte kısaca göz atalım...
Dr. No (1962)
Yönetmen: Terence Young
Oyuncular: Sean Connery, Bernard Lee, Joseph Wiseman, Lois Maxwell, Ursula Andress

Dr. No, Ian Fleming'in yazdığı James Bond serisinin EON Productions tarafından çekilmiş seri filmlerinin ilkidir. Film, Jamaika'da başlar. İngiliz ajan John Strangways ve sekreteri aniden ortadan kaybolmuştur. Bunu araştırmak için James Bond, M tarafından Jamaika'ya yakın bir adada bulunduğunu fark eder.

Bu ada, halk tarafından kötü canavarların yaşadığına inanılan ve yaklaşmaya dahi korkulan bir yerdir. Adadaki örgütün lideri Dr. No, Amerikan Hükümeti'nin uzaya fırlatacağı füzeyi düşürme planları içindedir. Amerikan Hükümeti'ni de fidye vermesi için tehdit etmektedir. James Bond, adaya çıkarak Dr. No'nun başarılı olmasını engellemeye çalışır.

Rusya'dan Sevgilerle / From Russia with Love
Yönetmen: Terence Young
Oyuncular: Sean Connery, Robert Shaw, Bernard Lee, Lois Maxwell, Pedro Armendariz

EON Productions tarafından çekilen Bond serisinin ikinci filmi olmasının yanısıra filmin büyük bir kısmı İstanbul'da geçmektedir. İngiliz Gizli Servisi, James Bond'a Rusların elinde olan Lektor şifreleme makinesini alma görevini verir ve bu amaçla İstanbul'a gönderilir. Aslında Bond, bu görevde ezeli düşmanı S.P.E.C.T.R.E'nin tuzağıyla karşı karşıyadır.

Altın Parmak / Goldfinger
Yönetmen: Guy Hamilton
Oyuncular: Sean Connery, Bernard Lee, Honor Blackman, Gert Fröbe

İngiliz Ajanı 007 James Bond'u, bu filmde uluslararası bir mücevher kaçakçısı ve altın taciri olan Goldfinger'la mücadele ederken izleriz. Aurec Goldfinger'ın ilk bakıştaki planı, dünyanın en büyük ve zengin bankası olan Fonrt Nacks'ı soymaktır. Ancak macera geliştikçe aslında amacının burayı soymak değil, içinde nükleer bomba patlatarak ABD'nin altın rezervinin tamamını 58 yıl radyasyonlu bırakarak, kendi stoklarındaki altını karaborsa da 10 kat değerlenmesini amaçladığını görürüz.

Yıldırım Harekatı / Thunderball
Yönetmen: Terence Young
Oyuncular: Sean Connery, Bernard Lee, Desmond Llewelyn, Claudine Auger

Su da geçen Bond filmlerinden ilki olan Thunderball filminin büyük bölümü sualtı setlerinde ve fotoğraflarıyla çekilmiştir. Q tarafından verilen malzemelerin içinde, Bond'un kendine özgü bir şekilde uçarak kaçmasını sağlayan bir gereç de vardır.

İnsan İki Kere Yaşar / You Only Live Twice
Yönetmen: Lewis Gilbert
Oyuncular: Donald Pleasence, Sean Connery, Bernard Lee, Charles Gray, Akiko Wakabayashi

James Bond'u Sean Connery'nin canlandırdığı nefes kesici bir aksiyon. Blofeld III. Dünya Savaşı'nı çıkarmak için hazırdır ve bu durum Ruslarla Amerika arasında büyük bir savaşa neden olacaktır. Böylesine tehlikeli bir duruma karşı çıkabilecek tek kişi ise elbetteki James Bond'dur.

Kraliçe'nin Hizmetinde / On Her Majesty's Secret Service
Yönetmen: Peter Hunt
Oyuncular: Bernard Lee, Telly Savalas, Desmond Llewelyn, Lois Maxwell, George Lazenby

Ernst Blofeld, hayvanların üremelerinde ve bitkilerin saplarında kalıcı bir verimsizliğe yol açan öldürücü bir virüs geliştirmiştir. Yarattığı bu virüsü, sahip olduğu fizyolojik deneyler yapan Alpine Enstitüsü'ndeki alerji tedavisi gören güzel kızlar arasında yaymayı planlamaktadır. Blofeld'in amacı batıyı fidyeyle ele geçirmektir. Parada gözü yoktur fakat insanlığa karşı işlediği suçlarını affettirmek için bunu yapmak istemektedir. Uygarlığın geleceği 007 Bond'un elindedir ve batının en büyük yasadışı işler çeviren örgütünün başı olan Draco'nun kızı Tracy'nin kaderi de onun elindedir.

Ölümsüz Elmaslar / Diamonds Are Forever
Yönetmen: Guy Hamilton
Oyuncular: Sean Connery, Bernard Lee, Jill St. John, Charles Gray, Lois Maxwell

Büyük partiler halinde taşınan kesilmemiş elmaslar, uluslararası elmas pazarına ulaşmadan ortadan kaybolmaktadır. Olayı araştıran James Bond, ezeli takiplerinden Ernst Blofeld'in işin başında olduğunu öğrenir. Blofeld, çalınan elmasları kullanarak ölümcül lazer silahına sahip bir uydu yaparak dünyada istediği hedefi vurabilmeyi amaçlamaktadır. Güzel elmas kaçakçısı Tiffany Case'in de yardımıyla Bond, Blofeld ve onun iki kiralık katili Bay Wint ve Bay Kidd ile mücadeleye girişir.
Yaşamak İçin Öldür / Live and Let Die
Yönetmen: Guy Hamilton
Oyuncular: Bernard Lee, Lois Maxwell, Jane Seymour, Roger Moore, Clifton James, Yaphet Kotto

Roger Moore'un ilk 007 görevi, ilk Bond filmi Dr. No gibi bir Jamaica adasında geçer. Film, saatte 200 km. süratle giden bir hız motoru kovalamasıyla başlar.

Altın Tabancalı Adam / The Man with the Golden Gun
Yönetmen: Guy Hamilton
Oyuncular: Marc Lawrence, Bernard Lee, Christopher Lee, Lois Maxwell, Desmond Llewelyn

James Bond'a, kayıp bir cihazı bulma görevi verilmiştir. Cihaz, güneşin radyasyonunu kullanarak kontrol eden kişiye inanılmaz bir güç vermektedir. Bu arada, Fransisco Scaramanga adlı altın tabancalı bir katil, Bond'u öldürmek amacıyla peşine düşmüştür. Scaramanga, adasına çektiği Bond ile cüce yardımcısı Nick Nack ve çekici sevgilisi Andrea Anders'ın yardımıyla Bond'u öldürmeye çalışır. Bond, bir yandan Scaramanga'yı altedip hayatını kurtarmaya çalışırken, diğer yandan esas görevini yerine getirerek cihazı bulmayı deneyecektir.

Beni Seven Casus / The Spy Who Loved Me
Yönetmen: Lewis Gilbert
Oyuncular: Bernard Lee, Desmond Llewelyn, Curd Jürgens, Roger Moore, George Baker

James Bond ve güzel Sovyet Ajanı Anya Amasova, kayıp atomik denizaltıların durumunu araştırmak üzere beraber bir takım kurarlar. İpuçları onları milyarder sevkiyat kralı Karl Stromberg'e götürür. Pek yakında Bond ve Anya, global bir nükleer savaş planına karşı dünyanın tek kurtuluş umudu olacaktır!

Ay Harekatı / Moonraker
Yönetmen: Lewis Gilbert
Oyuncular: Michael Lonsdale, Bernard Lee, Lois Maxwell, Desmond Llewelyn, Lois Chiles

ABD'nin İngiltere'ye ödünç verdiği uzay mekiğini taşıyan Boeing 747, Atlantik Okyanusu'na çakılır. Uçak enkazında, uzay mekiğinden hiçbir iz bulamayan İngiliz Gizli Servisi, olayı araştırması için 007 James Bond'u mekiğin yapımcısı Drax Industries'e gönderir. Burada hayatı birkaç defa tehlike altına giren Bond, NASA görevlisi ve CIA ajanı olan ve yine Drax'ı araştıran Dr. Holly Goodhead ile tanışır. Ortak çalışmaları Drax'ın dünya nüfusunu toplu katletme ve dünyayı kendi istekleri doğrultusunda yeniden kurma planlarını ortaya çıkartır. İki cesur ajan ve Drax arasındaki heyecanlı kovalamaca California, Brezilya ve Amazon ormanlarında devam eder. Drax sonunda dünya dışındaki uzay şehrinde bulunur.

Yalnız Senin Gözlerin İçin / For Your Eyes Only
Yönetmen: John Glen
Oyuncular: Michael Gothard, Jill Bennett, Cassandra Harris, Julian Glover

İngiliz casus gemisi St.Georges kazayla bir mayına çarpar ve bir Varşova Paktı ülkesi yakınlarında batar. Taşıdığı değerli kargo, Batı ülkelerinin denizaltılarını kumanda edebilen iletişim aracı ATAC'dır. Şimdi, ATAC için İngilizler ve Ruslar arasında ölümcül bir yarış başlar. Bu yarışın kaderini İngiliz Gizli Servisi'nin en başarılı ajanı 007 James Bond tayin edecektir.

Ahtapot / Octopussy
Yönetmen: John Glen
Oyuncular: Roger Moore, Maud Adams, Louis Jourdan, Kristina Wayborn, Kabir Bedi

James Bond (Roger Moore) Ahtapot filminde kendine uygun bir eş (Maud Adams) bulmuştur. Bu büyüleyici güzel, yıkıcı nitelikteki bir askeri komploda tarafların yumuşamasını engellemeye çalışır. Hindistan'ın saraylarından, Almanya'nın hızlı giden sirk trenine ve yarı hava savaşında yüksekten uçan bir jet uçağının kanatlarına kadar süren bu kabus dolu projeyi yalnızca 007 Ajanı durduracaktır...

Bir Cinayete Bakış / A View to a Kill
Yönetmen: John Glen
Oyuncular: Roger Moore, Christopher Walken, Tanya Roberts

Çılgın milyoner iş adamı Max Zorin, Amerika´daki dünyanın teknoloji merkezi konumundaki Silikon Vadisi´ni yok ederek uluslararası mikroçip pazarını tekeline almayı planlamaktadır. Silikon Vadisi´ni yok etmek için dev bir deprem yaratmayı planlayan çılgın Zorin´i durdurmak ise MI6 ajanı James Bond´un görevi olacaktır. Bond, Sibirya´dan Paris´e, Londra´dan San Fransisko´ya kadar dünyanın dört bir yanında Zorin ve tehlikeli koruması May DAY ile mücadele edecektir.

Yaşayan Gün Işıkları / The Living Daylights
Yönetmen: John Glen
Oyuncular: Timothy Dalton, John Rhys-Davies, Jeroen Krabbé

James Bond, Rusya'dan kaçmaya çalışan bir Rus generale yardım ederken, onu öldürmeye çalışan güzel bir çellocu görür. Generalin kaçışı fark edilip tekrar ele geçirilince, Bond bu kez çellocunun peşine düşer.

Öldürme Yetkisi / Licence to Kill
Yönetmen: John Glen
Oyuncular: Timothy Dalton, Carey Lowell, Robert Davi, Talisa Soto, Anthony Zerbe, Frank McRae

007 James Bond, en iyi arkadaşlarından CIA Ajanı Felix Leiter'in ölümünün intikamını almak için uluslararası uyuşturucu mafyasının en acımasız ve güçlü liderlerinden birisinin peşine düşer. Bu arada ona olayı unutmasını söyleyen ve başka bir görev teklif eden İngiliz Gizli Servisi'nden ayrılır. Bond en cesaret dolu macerasında ülkesi ve adalet için değil, intikam için savaşmaktadır!

Altın Göz / Golden Eye
Yönetmen: Martin Campbell
Oyuncular: Pierce Brosnan, Sean Bean, Izabella Scorupco, Famke Janssen

İngiliz Gizli Servis Ajanı olan James Bond, kaçırılan üst düzey teknolojide bir görünmez uçağın peşine düşer ve bu arada yaşanan gizemli ve aksiyonlu olaylar dizisi ile tam bir Bond filmi olur. Film, ismini ise görünmez uçağın adından yani Golden Eye'dan almaktadır.
  
Dünya Yetmez / Tomorrow Never Dies
Yönetmen: Roger Spottiswoode
Oyuncular: Pierce Brosnan, Jonathan Pryce, Michelle Yeoh, Teri Hatcher

Finali İstanbul'da çekilen harika bir macera… Centilmen Ajan 007, babasından büyük bir miras kalan güzel kadını korumakla görevlendirildiğinde, şehvet ve adrenalin dolu bir maceraya adım atmış olur. Bu macera onu en ölümcül düşmanlarından biri olan zalim anarşist Renard ile karşı karşıya getirir.

Başka Gün Öl / Die Another Day
Yönetmen: Lee Tamahori
Oyuncular: Pierce Brosnan, Halle Berry, Toby Stephens, Rosamund Pike

James Bond filme, Kuzey ve Güney Kore arasındaki bölgede gerçekleşen hızlı bir hovercraft kovalamacasıyla başlar. Hong Kong'dan Küba'ya, oradan da iki Bond kızıyla karşılaşacağı Londra'ya uzanan James Bond, dünyayı ele geçirmeye çalışan kötü adamlarla mücadeleye girişir. Megolamanyak kötü adamın elindeki korkunç silahı yok etmek üzere kolları sıvayan Bond'un bu uzun ve tehlikeli takibi ise yine başladığı yer olan Kore'de sona erer.

Casino Royale
Yönetmen: Martin Campbell
Oyuncular: Daniel Craig, Eva Green, Mads Mikkelsen, Caterina Murino, Judi Dench

007 Ajan, kimliğiyle göreve başlayan James Bond'un görevi, dünya teröristlerine finans sağlayan Le Chiffre'ye engel olup bu ağı çökertmektir. Teröristlere inecek bu büyük darbe için James Bond, öncelikle Le Chiffre'yi, Casino Royale'de oynanacak olan yüksek bahisli poker oyununda da yenmesi gerekmektedir. 

Ajana bu yüksek bahisli oyunda parayı, görevli olduğu İngiliz hükümeti sağlayacaktır. Bu parayı koruması için de hazine dairesi, Vesper Lynd adlı kadını görevlendirir. Bond başta bu durumdan pek hoşlanmaz. Le Chiffre'nin düzenlediği bir grup saldırılarla mücadele eden Bond ve Vesper Lynd arasında bir yakınlık oluşur. Bu durumdan sonra olaylar daha da tehlikeli bir hal alır.

Casino Royale, serinin son yirmi bölümünde süregelen çizginin dışına çıkarak köklü bir değişime gider. Filmin baş karakteri James Bond ve Bond kızları olarak tabir edilen kadın karakterleri de bu değişimin içinde görmek mümkündür. İyi bir kişi izlenimi veren, öldürmesi gayet kolay ve normal görünen James Bond, bu filmde kişiliği sorgulanabilecek, zaman zaman kendisiyle de çelişen bir portreyle izleyicinin karşısına çıar.

Quantum of Solace
Yönetmen: Marc Forster
Oyuncular: Daniel Craig, Mathieu Amalric, Judi Dench, Gemma Anterton

Başrolünü Daniel Craig'in oynadığı “Quantum of Solace” James Bond serilerinin 22. filmidir. 22. “Bond” filminde, ünlü İngiliz ajan, bu kez de su kaynaklarına yönelik bir terör saldırısını önlemeye çalışır.

Ve gelelim serinin son filmi Skyfall'a. Film daha yeni vizyona girdiği için detay vermek yerine Adele'in film için seslendirdiği muhteşem şarkısıyla sizleri başbaşa bırakmak istiyorum.


5 yorum :