Sizin Hiç Maviniz Var mı?
Size sonu mutlu olan, filmlerdeki mucizelerin yaşandığı bir hikaye anlatmak isterdim. Daha çok umut vermek... Şükredeceğim ne kadar çok şey olsa da bu aslında karanlık bir hikaye.Yine de her gecenin bir güneşi vardır değil mi? Kim bilir, belki genim güneşim de bu kitap olur.
Bu kitabı en çok kadınlar okusun istiyorum.
Bir zamanlar benim yaşadığıma benzer deneyimler yaşamaya başlayan kadınlar, anneler... Henüz yolun başında olanlar... Dağhan doğduğunda keşke bir rehberim olsaydı diye çok düşünmüştüm. Birileri bana yaşama ihtimalim olanları anlatsaydı, belki düşüşlerim, kendimi dövmelerim daha az olurdu. Ama mutlaka olurdu. Annelik, hele de özel bir çocuğunuz varsa deneyimleri paylaşarak görece kolaylaşan bir olgu. Umarım bu kitabı okuyan kadınlar kendilerini daha az döverler.
Bu kitabı en çok erkekler okusun istiyorum.
Kadınları anne olduktan sonra anlamakta güçlük çeken, onlardan uzaklaşan, doğan bebekle beraber onları yalnızlığa iten erkekler...
Bu kitabı en çok önyargıları olanlar okusun istiyorum.
Her yaşananın altında bir bit yeniği arayan, "vah vah" ile başlayıp "ama" diye devam edenler...
Bu kitabı hayatta kötü şeylerin hep kendilerinin başına geldiğini düşünenler okusun istiyorum.
Bu kitabı şükretmeyi gerçekten bilmeyen, en ufak sorunları kocaman yapan, sahip oldukları mucizelerin farkına varamayan anneler okusun istiyorum.
Bu kitabı özel bir çocuğa sahip, düşen, savaşan, gizli gizli ağlayan, ölmeyi, hatta birlikte yok olmayı düşünen, yorgun, bıkkın, en ufak bir şeyde yüzünde güller açan ama gözlerinde hep yüzün olan anneler okusun istiyorum. Yalnız değilsin güzel kadın.
Evet, bu karanlık bir hikaye.
Bu karanlık Dağhan değil. Dağhan bu hikayenin en aydınlık, en masum yüzü. Onu çoğu zaman anlayamayan, anlayamadığı için mutlu edemediğini düşünen ve suçu olan, cevap veremeyecek bir meleğe atan, onunla ayakta duran bir kadının karanlık hikayesi. Olan yanlışlar karşısında cezayı hep kendisine kesen, döven, kanatlarını kanatmaktan çekinmeyen bir kadının hikayesi.
Hep minik umut parçalarına tutunan, bazen yaşadığı hayattan nefret eden, çoğu zaman da şükreden bir kadının hikayesi.
İçindeki yalnızlıktan bir türlü kurtulamamış bir kadının hikayesi...
Her gecenin bir güneşi vardır değil mi? Kim bilir, belki benim güneşim de bu kitap olur.
Buna inanarak yazdım ben...
Şimdiye kadar yaşadıklarım sanki bu kitabı yazmak içinmiş.
Bitince öleceğim.
Çünkü yeniden doğmaya ihtiyacım var.
Yaşadıklarım belki değişmeyecek, belki her gün daha da zorlaşacak. Ama her şeyi elimden, gönlümden geldiğince açıklıkla anlatacağım. Çünkü bu hayatta yalnız olmadığımı biliyorum. Söz uçar, yazı kalır. İnsanlar ölür, izleri kalır. Ben sözümü, izimi bu dünyaya kazımak için yazdım. Belki bir gün Dağhan da okur diye...
***
Öncelikle yukarıda okumuş olduğunuz satırların hemen hepsi, Özge Uzun'un "Sizin Hiç Maviniz Var mı?" isimli kitabına ait. Başarılı sunucunun hazırlamış olduğu kitap; oğlu Dağhan'ın ve mücadeleci bir annenin hafızalardan silinmeyen gerçek hikayesini gözler önüne seriyor.
Senin gibi, benim gibi kısaca herkes gibi hayallerine tutunan, hayallerini gerçekleştirmek için çabalayan bir kadın Özge Uzun.
Bu kitap, gözün gördüğü, yüreğin duyduğu, dilin söyleyemedikleriyle yazılmış çıplak bir kitap; mış gibi yapmayan, figüransız ve çırılçıplak. Bir kadının kendi kalbiyle olan konuşmalarıyla derin, sahici ama en çok da samimi. Biraz kulak kabartırsanız sesini bile duyabilirsiniz.
Bir çift mavi göz, bir çift beyaz kanar, pembe hayaller ve her şeye rağmen umut...
Okumalıyım (Züleyha)
YanıtlaSil