Ben Malala
Cehaleti yenip, çağdaş medeniyet seviyesine erişme noktasında eğitimin ve okumanın önemi hepimizin bildiği üzere kesinlikle yadsınamaz bir gerçek.Ancak bu gerçeğin bilinmiş olmasına rağmen eğitime verdiğimiz değer ne boyutta diye sorarsanız işte orası tartışılacak kadar ciddi boyutlarda diye düşünmekteyim.
Birazdan bahsedeceğim kız, daha 12 - 13 yaşlarında var ya da yok!
Pakistanlı!
Düzene karşı gelip, eğitim hakkını savunduğu için Taliban örgütü tarafından başından vurulan bir kız çocuğu o!
Oysa daha küçücük...
Masum, savunmasız ve tek yaptığı şey inancı uğruna kendisi gibi hemcinslerinin hakkını savunmak!
Hepsi bu kadar...
Sonuç ise malum!
Ben Malala ismini yanılmıyorsam ilk Vatan Kitap'ta görmüş, sonrasında da "mutlaka okumalısın" sözleri eşliğinde birkaç arkadaşımdan daha duymaya devam etmiştim.
Ben Malala, Pakistan'da Taliban örgütü tarafından başından vurulduktan sonra sağlığına kavuşan Malala Yusufzai'nin otobiyograsi niteliğinde bir kitap. Nitekim Malala aynı zamanda saldırının ardından kız çocuklarının eğitimi için mücadelede simge haline gelen isimlerden biri.
Kitabı elime aldığımda beni can evimden vuran cümlelerden bir tanesi açıkçası şu satırlar olmuştu.
"Ben, Malala!
Haksızlığa maruz kalan ve sonra da susturulan bütün kızlar!
Sesimizi birlikte duyuracağız!"
Malala, henüz 12 yaşındayken yaşadığı Swat Vadisi'nde Taliban'ın okulları kapatıp, kız çocukların
okula gitmesini yasaklaması üzerine blog tutmaya başlayıp, başından geçenleri takma bir isimle BBC'de yazmaya başlıyor.
Peki nedir Malala'ya başından geçenleri yazdıran şey?
Ya Fazlullah adında ortaya çıkan mollanın yaptığı ateşli konuşmaların bir anda bölge halkı tarafından kabul görmesine ne demeli?
Şaşırtıcı ama bir o kadar da gerçekliği olan şeyler bunlar sonuçta!
Peki Fazlullah neler yapıyor, gelin birlikte göz atalım!
Önce ateşli konuşmalarının sonrasında taraftar topluyor.
Sonrasında da insanların para yardımıyla büyüyüp, güçleniyor.
Ardından ise yasaklarda birer ikişer gelmeye başlıyor.
Önce CD ve DVD'ler günah kategorisine sokulup yakılıyor.
Ardındansa sıra televizyonlara geliyor.
Ya devriye gezen ahlak polislerine ne demeli?
Burka zorunluluğu, 15 yaşını geçen kadının sokağa yalnız çıkamaması, kız çocuklarının eğitim hakkının ellerinden alınması derken hayat SWAT bölgesinde yaşanmaz hale geliyor.
Sesimizin değerini ancak susturulduğumuzda anlarız diyen Malala ise korkmadan mücadele ediyor.
Belki verdiği o mücadele ölümün kıyısından dönmesine mal oluyor ama birçok kadının sesi olmayı da başarıyor.
Uluslararası Çocuklar Barış Ödülü'ne layık görülen Malala, Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmasında da ifade ettiği gibi "Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap ve bir kalem dünyayı değiştirebilir" diyor.
Ne dersiniz sizce de haklı değil mi?
0 yorum :