Tüm Yayınevlerine Duyurulur 2

13:55 ebru altin 2 Comments

Alt tarafı bir post yazacağım, bu kadar düşünmeye ne gerek var dediğiniz zamanlarınız oluyor mu bilemiyorum ama ben tek kelimeyle şu an o moddayım. Nedeni ise malum! Tamamen arafta kalmış olmam.

Post yazarken insan arafta mı kalırmış yahu, dediğinizi de duyar gibiyim. Ama gördüğünüz üzere kalıyor işte. En tipik örneğini de şu an ben yaşıyorum. Aklımda her ne kadar iki farklı konu olsa da, beynimin yönlendirmesiyle parmaklarım o konulardan birini yazmaya çoktan başladı bile...

Bu da demektir ki okuduğum son kitapla ilgili izlenimlerimi aktarmak ancak ikinci post'a kısmet olacak. O zaman hadi gelin ilk postumu oluşturacak kelimeleri yan yana dizmeye başlayalım bakalım. Ortaya ne çıkacak hep birlikte görmüş olacağız.

Geçen gün yazdığım postumda malum yayınevlerine seslenip, ahh sizinle çalışmak kimbilir ne güzel olurdu deyip, dolaylı yollardan da olsa tekliflere açık olduğumu dile getirmiştim. Kapanışı da, beni can evimden vuran, adeta bir masal diyarında süzülerek yürüyormuş hissi uyandıran, El Ateneo Grand Splendid Tiyatro Salonu ile yapmıştım.

Bu tiyatrodan bozma muhteşem kitapçıyı her ne kadar gidip göremesem de bir yanım böyle bir güzellikle karşılaştığı için mutlu olurken, diğer yanımda ne yalan söyleyeyim burkulmuştu. Çünkü "bu da birşey mi canım, gelin siz, bir de bizim ülkemizdeki kitapçıyı görün" diyebileceğimiz bir yerimiz dahi yoktu. Hem de bu zenginlik içerisinde!

Hadi onu da geçtim, ülkemizde okuma oranının neredeyse yok denebilecek kadar az olduğu gerçeğini bilmeyenimiz yok. Var olan kitapçılarımızın her geçen gün kepenklerini kapatma raddelerine gelmeleri de bir başka gerçeklikken, dünyadaki örnekleri gibi bir şaheser beklemek, Alice'in harikalar diyarında gezmesine benzerdi sanırım.

Eh madem bizde yok, o zaman bizde olmayan bu büyüleyici yerlerle ilgili bilgi edinmeye devam düşüncesinden yola çıkarak, internette küçük bir araştırma yapmaya koyuldum. Ve Bingo! Karşıma çıkan yabancı kaynaklı bir sitede bakın tam olarak ne yazıyordu!

"The 20 Most Beautiful Bookstores in the World"

Aradığım şey, tam olarak karşımda duruyordu işte. Görseller arasında gezinirken ruhum adeta beni bırakıp, çoktan oraya doğru yola çıkmıştı bile. İşte beni büyüleyen o sanat harikası kitapçılardan seçme örnekler...

Selexyz Bookstore - Maastricht, Hollanda 

Bir tiyatro salonu kitapçıya dönüştürülür de, bir kilise kitapçıya dönüştürülmez mi hiç? Yok canım o kadar da değil diyenler için Hollanda'da bulunan Selexyz Kitabevi, başlıca bir örnek teşkil etse gerek. Ne dersiniz?



Bookabar Bookstore - Roma, İtalya

Modern tasarımın eşsiz örneğinin sergilendiği bu kitapçı da, sanat tarihi üzerine yazılmış birçok kitap bulmanın mümkün olduğunu biliyor muydunuz?



Prual Bookstore - Bratislava, Slovakya

Her ne kadar aydınlık ve basit bir tasarıma sahip olmuş olsa da, nedense bana çok dağınıkmış duygusunu verdi, bu tasarım... Beğendim mi? I-ııhh beğenmedim sanırım! Peki ya siz?



Livraria Lello - Porto, Portekiz

İşte karşınızda tam bir neo-gotik türünün bir örneği! Yaklaşık 1906 yılında kurulan bu kitapçı da merdiven faktörüne bu denli yer verilmesinin temel nedenini ise cennete ancak merdivenlerle çıkılabileceği düşüncesi oluşturuyor. 



Cook & Book Bookstore - Brüksel, Belçika

İlginç ama bir o kadar da eğlenceli bir kitapçıya benziyor. Ne dersiniz? Ben özellikle arabalı olan görsele bayıldım :)



Poplar Kid's Republic - Beijing, Çin

Modern tasarımın başlıca örneklerinden birisini oluşturan Poplar Kid's Republic, özellikle çocuklar için yaptıkları okuma köşeleriyle de değişik bir konsepte sahip, bir kitapçı. Laf aramızda şimdi o çocuğun yerinde olup, orada kitap okumak isterdim doğrusu...



The Last Bookstore - Los Angeles

Kitaplardan oluşan bir banko yapma fikri çok hoşuma gitti doğrusu. Dağınık görüntüsüne rağmen insanı etkileyen başka bir kitapçı da bu olsa gerek!



Corso Como Bookstore - Milan, İtalya

Adeta sanat ve tasarımın iç içe geçmesinden oluşan muhteşem bir konsept. 



The American Book Center - Amsterdam, Hollanda

Öyle bir kitapçı düşünün ki, içinden bir ağaç gövdesi geçiyor olsun. İmkansız mı? Eğer siz de imkansız diyenlerden biriyseniz, emin olun çok yanıldığınızı bu tasarımla göreceksiniz.



Ler devagar - Lizbon, Portekiz

Hayal dünyanız ne kadar zenginse, ortaya o kadar büyük işler çıkarırsınız. Ve o hayal dünyanızda birçok insanın koymaya cesaret edemeyeceği objeleri de rahatlıkla koyar ve gündelik yaşamınıza dahil edersiniz. Böylece farkınız da ortaya çıkar. Aynı Ler Devagar'daki kitapçı da olduğu gibi :)



You Might Also Like

2 yorum :

  1. oy oy , ne güzeller değil mi , bakmaya bile kyamadım içlerinden birinde olma fikri çok hoş, böyle kütüphaneleri bırak ülkemde hayal etmeyi , rüyamda görsem inanmam.Ama çıkmadık candan umut kesilmez:)

    YanıtlaSil
  2. Nefis bir paylasim..bir gun tum bu kitapevlerine gidebilmek dilegi ile..tesekkurler...

    YanıtlaSil