Kilitli...
Yeni iş, yeni başlangıç derken zorlu geçen adapte sürecinde açıkçası fırsat bulduğum her anda olmazsa olmazım olan kitap okuma eylemlerime kaldığım yerden her ne kadar devam etsem de, blogu güncelleme konusunda o kadar da başarılı olduğumu söyleyemeyeceğim doğrusu.Tabii bunun bir mazeret olmayacağını düşünecek olursak eğer silkelenip, bir an önce kendime gelmeli ve eski tempoma da sağlam bir giriş yapmalıyım.
Ehh o halde vakit kaybetmeden klavyemi en seri şekilde tıkırdatma moduna geçerek, hız kazanma durumuna bugün itibariyle bir start verebilirim, demektir.
Malum sosyal paylaşım sitelerinde birçok yayınevi, yarışmalar düzenlemek suretiyle kitap hediye ediyorlar. Benim bu tip konularda pek şansım olmamasına rağmen geçtiğimiz ay, Optimum Kitap'ın düzenlediği yarışmada Kerry Wilkinson'un "Kilitli" isimli kitabının sahibi olmuştum.
Tabii sahibi olmuştum olmasına ama okumak içinde geride bıraktığımız 5 günü beklemiştim. Gerekçe malum. Elimde başka bir kitap vardı ve okuma sırası ancak ona gelmişti.
Henüz kitap basılmadan e -kitap olarak amazon.com satış sitesinde 5 ay boyunca çok satanlar listesinin bir numarasında kalan ve sadece Amazon'da 250.000 kopya satan kitabın rekor satıştan sonraki hakları onlarca ülkeye satılmıştı.
Doğal olarak Kerry Wilkinson'un olay yaratan romanı "Kilitli", tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kitap severlerin büyük ilgisini çekti ve çok satanlar arasına girdi.
Dedektif Jessica Daniel, kilitli tutulan sahipsiz bir evde, bir gün bir ceset bulur. Katilin yada katillerin kim olduğunun peşine düşen dedektif, kilitli tutulan bu eve nasıl girilip çıkıldığı sorusunun cevabını bulmak için gece gündüz çalışır.
İpucu çok azdır ama bir gazeteci, dedektifin elindeki bilgilerden çok daha fazlasına sahiptir ve bu durum dedektif Jessica Daniel'in canını fena halde sıkar. Çok geçmeden benzer bir ceset daha ortaya çıkar. Ortada son derece sıradışı bir seri katil vardır ve kilitli evlere girmeyi başaran bu katil, ne tesadüftür ki öldürdüğü kişileri de birbiriyle bağlantılı isimlerden seçmektedir.
Özellikle polisiye türde kitaplar okumaktan keyif alanlar için kaçırılmayacak nitelikte bir kitap olduğunu belirtir, hepinize iyi okumalar dilerim.
PS: 400 küsür sayfanın nasıl bittiğini açıkçası ben anlayamadım. Zaman konusunda sıkıntım olmamış olsaydı doğrusu daha da çabuk biterdi diye düşünüyorum. Yazım dili, kurgusu, kısaca her bir haltı çok iyiydi doğrusu...
benim de kitaplığımda sırasını bekliyor kendisi :)
YanıtlaSilyorum için teşekkürler.
beklerim ; http://kontesce.blogspot.com/
Bizim de kitaplığımızda bekliyor, kitabı beğenmenize sevindim.
YanıtlaSil